O yalansa bu ne?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, "CHP gizli bir merkezden yönetiliyor" dedi mi demedi, aslında pek önemi yok. Neden mi? Malumun ilamıdır da ondan. Tuncay Özkan sabah akşam öyle bir şey demedim, yalandır...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, "CHP gizli bir merkezden yönetiliyor" dedi mi demedi, aslında pek önemi yok.
Neden mi?
Malumun ilamıdır da ondan.
Tuncay Özkan sabah akşam öyle bir şey demedim, yalandır iftiradır diye feveran etse de hiçbir şey değişmez.
Yanlış anlaşılmasın...
Tuncay Özkan CHP Genel Merkezi'ndeki odasında, CHP yandaşı kanalın (Halk TV) Genel Müdürü Şaban Sevinç'e, "Burada önemli kararlar bir yerlerde alınıyor.
Ben daha çözemedim, gizli bir karar merkezi var, önemli kararlar orada alınıyor..." dememiş olabilir.
Demem o ki, Şaban Sevinç gerçekten de iftira atmış olabilir.
Mümkündür.
Zira birkaç gün evvel Muharrem İnce ile Halk TV'de baş başa yaptıkları canlı yayında öyle bir şey söyledi ki "bu adamın hiçbir sözüne güvenilmez" dedim.
Söz konusu programda İnce önce kaptırıp gitti: "Yarın bu 1. 250 arkadaşımız bunu vermezse benim yapacağım bir şey yok.
Ben çekilirim kenara... Koltuk derdinde falan değilim..." Çok geçmeden saçmaladığını fark ederek toparlamaya çalıştı: "1. 250 delegenin hepsi imza versin.. 1000 delege imza versin... 900 delege imza versin..." Ne ki sayıyı azaltarak toparlayabileceğine kendisini de inandıramadı ve önündeki (sanırım uyarı içerikli) kâğıtlara bakarak Şaban Sevinç'e telaş içinde sordu: "Şöyle mi oldu, ağzımdan 1250 delege imza vermezse kenara çekilirim... Böyle bir söz mü çıktı ağzımdan... Böyle bir şey demedim..." İnce son cümleyi onay istercesine, "değil mi" vurgusuyla söyledi.
CHP yandaşı kanalın genel müdürü Şaban Sevinç ne karşılık verdi biliyor musunuz?
Sıkı durun, aynen iktibas ediyorum: "Yo yo... Ben öyle bir şey duymadım..." Evet, canlı yayında ve gayet rahat bir şekilde.
Haklısınız, bence de inanılır gibi değil ama videosu var, internetten bulun izleyin.
Hadi İnce'nin yalan konusundaki yeteneğini biliyoruz. Bu sefer de, aynı cümle içinde yalan söyleyerek kendi rekorunu egale etmeye çalıştı diyelim.
Lakin hakkını da teslim edelim, her yalanında belirli bir emek / tevil gayreti var, hiçbir şey yoksa kuantum var...
Şaban Sevinç gibi öyle koltuğa yayılarak, "Yo yo... Ben öyle bir şey duymadım..." demiyor.
Hayır yani, "duymadım" nedir muhterem?
Bari "ben öyle anlamadım" deseydin!..
Demem o ki, gündüz gözüyle duyduğunu inkâr eden Şaban Sevinç'in şahitliğinden bir şey olmaz.
Gelgelelim, "CHP gizli bir merkezden yönetiliyor" ifadesi öyle yalın bir gerçekliğe tekabül ediyor ki kimseciklerin iddiasına gerek yok.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun "çatı adayı" gösterilmesinden Gül'ün aday gösterilme faaliyetine kadar her şey bunun işareti değil mi?
Bu minvalde...
Kemal Bey'e şuncağızı sormak isterim:
Gül'den sonuç alamayınca Ali Babacan'la iki kez görüştün mü?..
Yine...
Saadet Partisi ittifak koşulu olarak sana 19 kişilik bir liste verdi mi? Bu listedeki isimleri milletvekili adayı gösterdin mi göstermedin mi?
CHP çevrelerinde buna benzer öyle iddialar var ki aklınız durur.
Uzun lafın kısası:
"CHP gizli bir merkezden mi yönetiliyor, bu gizli merkez kimlerden müteşekkildir" sorusu vuzuha kavuşmadan CHP hakkında söylenecek her şey anlamsızdır.