Sedat Peker’in en entelektüel arkadaşı
En azından "Nietzsche Ağladığında" kitabına kadar gelmiş. Kılıçdaroğlu hâlâ İnce Memed romanında duruyor
Üniversite yıllarında izlediğim Tarkovski'nin "Kurban" filmindeki postacı Otto (Allan Edwall), üniversitede estetik dersleri veren ünlü yazardüşünür Alexander'a (Erland Josephson) hayatın anlamından bahseder.
Mesela, "Hayat bir bekleyiştir..." falan der. Nietzsche'ye vurgu yapmayı da ihmal etmez. Hem de öyle böyle değil, Zerdüşt'ü bayıltan "Cüce"ye kadar!
Filmden çıkınca arkadaşım, "Bir gün bizim de Nietzsche'den bahseden böyle bir postacımız olur mu?" dedi. Güldüm. "Valla" dedim, "Hiç lazım değil, mektubu okumadan teslim etsinler yeter..."
Arkadaşıma her rastladığımda "Aradığın postacıyı buldun mu?.." diye takılırdım.
E tabii beyhude bir hayaldi onunki. Zaten "Bak postacı geliyor, selam veriyor" dönemi de bitmiş, e-posta dönemi başlamıştı...
Geçen gün bir video izledikten sonra arkadaşımı aradım. "Sen Nietzsche'den bahseden bir postacı bulamadın ama ben Nietzsche'den bahseden bir mafya buldum!.." dedim.
"Sedat Peker mi?" dedi.
"Hayır" dedim, "O henüz Freud ve Maslow'un hümanist psikolojisi aşamasında..."
.....