Sevgili arkadaşımız ne hale gelmiş
Bugünkü yazı yolculuğumuz biraz “keyifli” olsun, ne bileyim, “Ramazan eğlencesi” kıvamında aksın istiyorum. Ramazanın ilk günleri malumunuz biraz zor geçer. Üstelik hem günler uzun, hem de yaz. Demem o ki...
Bugünkü yazı yolculuğumuz biraz “keyifli” olsun, ne bileyim, “Ramazan eğlencesi” kıvamında aksın istiyorum. Ramazanın ilk günleri malumunuz biraz zor geçer. Üstelik hem günler uzun, hem de yaz. Demem o ki, gündem yeterince sıkıcı bir de biz asık suratlı yazılarla canınızı sıkmayalım. Peki ne yapacağız, sıkıcı diye gündemden mi kopacağız? Yok hayır, sadece bir başka zaviyeden bakacağız. Lafın belini daha fazla kırmadan, Cumhurbaşkanımızın üniversite diplomasının olmadığı martavalından başlayalım. Soyadının sonunda “man”, “men”, “er”, “ar” yer alan herkesi “Sabetayist” (Yahudi dönmesi) ilan eden, “varın benim farkıma” demek için kafa yakan tezler (daha doğrusu tezvirler) ileri süren, kimse iplemeyince de cama taş atan çocuklar gibi şaklabanlıklar yapan, her fırsatta Kemalist ve gazi olmakla övünen ama PKK'ya terör örgütü bile diyemeyen Yalçın Küçük marifeti bir iftira bu!.. Üstelik hiç de yeni değil; Sayın Erdoğan'ın “Dönemin Başbakanı” olduğu dönemde de dillendirilmişti.