Sevinç gözyaşından hüzün gözyaşına
Nilüfer'in "Bana mı sordun âşık olurken / Kızdırma beni durup dururken..." diye rest çektiği siyah beyazlı yıllardı. TRT'de "Kökler", "Küçük Ev" ve "Charlie'nin Melekleri" gibi "ithal" diziler arz-ı endam...
Nilüfer'in "Bana mı sordun âşık olurken / Kızdırma beni durup dururken..." diye rest çektiği siyah beyazlı yıllardı.
TRT'de "Kökler", "Küçük Ev" ve "Charlie'nin Melekleri" gibi "ithal" diziler arz-ı endam ederdi.
Henüz orta mektep talebesiydik. Yıl 1977 idi.
Sinemalarda, Ertem Eğilmez'in, Münir Özkul'lu, Adile Naşit'li "Gülen Gözler"i vardı.
Merhum Cem Karaca o yıl bambaşka bir nefes gibiydi: "Biz görmedik sen görürsün / Yavrum, yavrum, yavrum, yavrum (...) / "Kulun kula kul olmadığı bir yarın / Yavrum, yavrum / Kuramadık kurarsınız mutlaka..."
Gelgelelim, kulun kula kulluğuna isyan edenler çokluk "dinsiz" addedilirdi. Bunda TİP'in 60'lı yıllardaki "Kula kulluk yetsin artık" sloganının etkisi var mıydı, bilmiyorum.
Benim...