Susmakla kurtulamazsınız
Bundan 8 yıl mukaddem Hrant Dink'in katledilmesinin hemen ardından kaleme aldığım yazıyı Sartre'ın şu sözüyle nihayete erdirmiştim: “Aynı adamlar, aynı çakallar hem öldürüyorlar, hem de...
Bundan 8 yıl mukaddem Hrant Dink'in katledilmesinin hemen ardından kaleme aldığım yazıyı Sartre'ın şu sözüyle nihayete erdirmiştim: “Aynı adamlar, aynı çakallar hem öldürüyorlar, hem de anıtı başında nutuk çekiyorlar. Bir ölüyü şana şerefe boğuyorlar ki bir başkasının yaşamını zehir edebilsinler…”
Bu işin içinde herkesin bilip gördüğünün dışında güya ağıt yakanların da olduğunu, az çok tahmin ediyordum.
Paralel yapı Hrant Dink cinayetini (özellikle Batı'ya karşı) meşruiyet aracı olarak gerçekten de muntazam kullandı.
“Yeni Gladio”nun (Ergenekon soruşturmasıyla) “eski Gladio”yu tasfiye ederek “devletin kılcal damarlarına yerleşmesi” için bu cinayete ihtiyacı vardı.
Paralel yapıya eklemlenmiş “liberal aydınlar” da manipülasyon görevini bihakkın yerine getirdiler.
Şimdiye değin bu cinayet hakkında yazmayan kalmadı.
“Cemaatçi polislerin” de içinde yer aldığı bir “konsorsiyum projesi” olduğunu savladığı için Nedim Şener mahpus damını boylarken, söz konusu cinayette “cemaatçi polisleri” asla görmek istemeyen Ahmet Altan, Hrant Dink ödülünü aldı.