Teoman Hoca ve zavallı ben
Geçtiğimiz günlerde (6 Aralık) ahiret yurduna hicret eden Prof. Teoman Duralı'yı yıllar önce bir televizyon programına misafir ettiğimde hasbi ve dobra sesi kulağıma değer değmez müthiş güven duyduğumu...
Geçtiğimiz günlerde (6 Aralık) ahiret yurduna hicret eden Prof. Teoman Duralı'yı yıllar önce bir televizyon programına misafir ettiğimde hasbi ve dobra sesi kulağıma değer değmez müthiş güven duyduğumu dün gibi hatırlıyorum.
Öyle bir ses sahibi kılınmıştı ki kişiliğiyle tastamam müsemma.
Nasıl tok, nasıl gümrah!..
Hiç tanımasanız bile bu sesin sahibinin yarım yamalak konuşmayacağı, kimsenin avuruna zavuruna bakmayacağı, "demeye getirmek" ile asla işi olmayacağı, neyse meramı "dan" diye söyleyeceği hissine kapılırdınız.
Şehrin öte yanından gelen tam bir kahraman gibiydi.
"İngiliz-Yahudi medeniyetinin" bilumum taşeronlarının olanca ayartıcılıklarına, köklerimizden utanan müstağrip aydınların iğvasına karşı, "Taklit, teslim olmak, giderek yok...