Yeni CHP’nin sağı AKP’nin solu
Kazanırsanız yanınızdan ayrılmazlar hatta "bizim sayemizde kazandınız" derler, ayağınızı yan bastınız mı da hemen kirişe gözlerini dikerler. Hele hele kaybettiğinizi zannettikleri an "sizin yüzünüzden" deyip itirafçılığa başlarlar.
"Muhafazakâr ahlakının" karakteristik özelliği budur.
Sahip oldukları mal makam mevkii asla riske etmezler. Kazandıklarının üzerinde kedinin (...) üzerinde oturduğu gibi oturmayı marifet bilirler.
Bir de bunların sürekli havayı koklayan, dümenleri menfaat yelkenlerine ayarlı fırsatçı türleri vardır.
Bunlar muhafazakârdan ziyade müraidirler.
Doğaları gereği omurgasızdırlar. O kadar ki menfaatleri için atmayacakları takla, girmeyecekleri kılık, kurmayacakları ittifak yoktur.
Bu sinsi fırıldaklar çatlaklarda yaşamayı felaket severler.
Bunları vaktiyle "AKP'li bir tahtakurusunun dissimülasyonu" başlığı altında dilimin döndüğünce anlatmaya çalışmıştım. (Elias Canetti "dissimülasyon" kavramını düşman figürün dost figür içinde saklanması olarak kullanır.)
Bunlar AK Parti'nin içindeki AKP'lilerdir.
Bir kısmı deşifre olunca AK Parti'den ayrıldı, bir kısmı menfaati bitince. Bir kısmı da sırasını bekliyor.