Yoksa baştan beri böyle miydiniz?
Merhum Malik Bin Nebi, “sömürgeciliğin” korkunç olduğunu ama “sömürülmeye elverişli olmanın” daha da korkunç olduğunu söylemişti.Edward Said'in “sömürge aydını”...
Merhum Malik Bin Nebi, “sömürgeciliğin” korkunç olduğunu ama “sömürülmeye elverişli olmanın” daha da korkunç olduğunu söylemişti.
Edward Said'in “sömürge aydını” dediği “türün” görevi de zihinleri “sömürülmeye elverişli” hale getirmekti.
Bir nevi “nüfuz casusluğu” yani.
Dilleri de Mehmet Ali Kılıçbay'ın Foucault tercümeleri kadar langur lungurdur. Sağlam tek cümleleri yoktur.
“Tercüme odasında” yetişmişlerdir ama havalarından da geçilmez.
Köylerinde başhekim rolüne bürünen “hastabakıcı” gibidirler. “Aşağılık kompleksi hastalığıyla” nasıl malul hale geldiklerini bilmezler.
Kendilerine eleştirel yaklaşanlara da sanki dersin suyun kaldırma kuvvetini dedeleri bulmuş gibi de yukardan bakarlar.
Bu topraklara dair doğru dürüst bilgileri yoktur.
Bilginin kaynağı, hikmet, kültür-irfan, medeniyet üzerinde kafa yormazlar. Doğu-Batı sorunsalı etrafında da sadra şifa tek cümleleri yoktur.
Muhyiddin İbnü'l-Arabi'den Niyazi Mısrî'ye kadar tanımazlar. Ne Mantıku't-Tayr ne de Fütuhu'l Gayb bilirler.
Bildikleri tek şey, Batı'da üretilen düşüncenin “acentalığını” yapmaktan ibarettir.
Ataerkil, değişim, otoriterleşme, hukukun üstünlüğü gibi lakırdıları dillerinden düşürmezler.
Bunlardan biri, “demokratlığı” kimseciklere bırakmayan yaşını başını almış biri, “Siyasetin önü tıkandığında, bu tıkanıklığı açmanın yöntemlerinden biri de darbedir…” demişti.
İçlerinden tek bir “liberal” veya “demokrat” veya kendisine “özgürlükçü solcu” diyen bir Allah kulu çıkıp da, “Kardeşim sen ne diyorsun, bu nasıl demokrasi anlayışı” diye itiraz etmemişti.
Şimdi kalkmış, Erdoğan zaten demokrat değildi, diyebiliyorlar!
Aynı adam şunu da söylemişti: “Bunlar meşru seçim değildir, bugünkü fiili durum sürdükçe yapılacak hiçbir seçim eşit olmayacaktır. Gayrimeşrudur. Seçim denilecek oyunda ne oy veririm, ne de sonuçlarına saygı gösteririm…”
Hem de ne zaman biliyor musunuz; 15 Temmuz darbe teşebbüsünden bir hafta evvel.
Ne dersiniz; kan kokusu mu alıyorlar yoksa “irtibatları” mı sağlam?
Malumunuz aynı adamlar, FETÖ'nün “yargı operasyonlarına” müdahale edilmesine “otoriterleşme” diyerek karşı çıktılar.