DERYA KUZULARI
Şehrin sokak lambaları hâlâ yanarken iki arkadaş ellerinde olta ve kovalarla arabalarından indiler. Halk tarafından “sahilin en bereketli noktası” olarak ünlenmiş noktada hazırlıklarını yapıp...
Şehrin sokak lambaları hâlâ yanarken iki arkadaş ellerinde olta ve kovalarla arabalarından indiler. Halk tarafından “sahilin en bereketli noktası” olarak ünlenmiş noktada hazırlıklarını yapıp oltalarını denize salladılar.
“İşte bu anı seviyorum” dedi bir eşofmanlı, kır saçlı adam. “Kurşun suya değdiğinde çıkan ses var ya! Hava aydınlandığında imkânı yok bu sesi duyamazsın.”
Arkadaşına kıyasla daha genç gözüken diğer adam pek oralı olmadı. “Benim olayım oltanın ucu titremeye başlayınca başlar, balık çengelden kurtulup kovaya düşünce biter. Ses mes umurumda değil” dedi uykulu bir sesle.
“Eee, ne yaptın bayramda?” diye sordu kır saçlı olan hafif alaycı bir tonla. “Et falan da göndermedin bize?”
“Açma o konuyu şimdi. Sinirim bozuluyor” dedi diğeri başını çevirmeden. "Apartmanda hayvan kokusu, merdivende kan lekesi… Haberleri açıyorum, kanallar kan kırmızı! Bizim çocuk ara sokaklarda falan bir hayvan kesilirken görecek diye ödüm kopuyor.”
“Sorma! Bizim çocuk da tutturdu biz kurban kesmiyor muyuz baba diye. Açıklamaya çalıştım ama çocukta beklenti oluşmuş. Kola reklamında bile kurbanlık dana oynatacak adamlar neredeyse. Ama ben çocuğuma böyle bir hatıra bırakmak istemiyorum. İleride -Babam bayram sabahı büyük bir zevkle hayvan boğazlamaya gitti- diye düşünsün istemiyorum.”
Kınayan kınasın!
21 Kasım 2024 | 160 Okunma
Artırılmış gevşeklik ve yatay zekâ!
14 Kasım 2024 | 129 Okunma
Sade vatandaş
07 Kasım 2024 | 42 Okunma
Senarist öyle istiyor!
31 Ekim 2024 | 115 Okunma
Kâbus
24 Ekim 2024 | 89 Okunma
TÜM YAZILARI