Kapak edebiyatı
Sosyal medyada acayip bir laf giydirme yarışı var. Mahalle kavgasında atılan yumruklar gibi hızlı, öfkeli ve düşüncesiz cümlelerle herkes karşı mahalleye saldırıyor. “Kapak” markasıyla ünlenen bu moda, dilital zorbalığın gülümseyen ama acımasız bir türü aslında.
Sosyal medyada acayip bir laf giydirme yarışı var. Mahalle kavgasında atılan yumruklar gibi hızlı, öfkeli ve düşüncesiz cümlelerle herkes karşı mahalleye saldırıyor.
“Kapak” markasıyla ünlenen bu moda, dijital zorbalığın gülümseyen ama acımasız bir türü aslında. Çünkü karakter sınırından başka bir sınırın gözetilmediği bu kavgada amaç, seninle aynı fikirde olmayan herkesi rezil rüsva etmek.
“Lafı tam gediğine koymak” aslında bir zekâ göstergesidir. Ama “Vay be! Adam tam doksana taktı” veya “Tek hamlede mat etti” şeklinde izah ettiğimiz durumlar, ancak üslup gözetilirse övgüyü hak eder.
Nasreddin Hoca'yı tanıyanlar, lafı gediğine koyarken ne kadar hassas bir denge gözettiğini bilirler. Ama kapak edebiyatında, tenkitle nükte arasındaki o samimi ilişkiden eser yok maalesef.