Karınca, robot ve hayret makamı...
Geçen haftalarda sosyal medyada bir paylaşım yaptım. “Bir karıncaya bakıp hiç şaşırmayanlar, takla atan robota hayran oluyor. Asıl şaşırılması ve hayran olunması gereken...
Geçen haftalarda sosyal medyada bir paylaşım yaptım. “Bir karıncaya bakıp hiç şaşırmayanlar, takla atan robota hayran oluyor. Asıl şaşırılması ve hayran olunması gereken karıncadır” minvalinde bir yazıydı. Amacım aşinalık ve tefekkür arasındaki ilişkiye dikkat çekmekti.
Bu yazıdan sonra paylaşımın altında bir kavga başladı. Bir grup beni teknoloji düşmanlığıyla, karınca üzerinden duyar kasmakla ve dini kullanmakla suçladı. Hatta birisi “Seninle aynı havayı solumaktan utanıyorum” falan yazdı. O derece yani!
Başka bir grup da “Ne alaka? Allah’ın yarattıklarına niye hayret edelim? Biz zaten Onun büyüklüğüne inanmış insanlarız” şeklinde yorum yaptı.
Sosyal medyada polemiğe girmeyi sevmediğim için çoğuna cevap yazmadım. Ama içimde biriken cümleleri de bir şekilde boşaltmam lazımdı. Kısmet bugüneymiş...
Önce birinci grubu ele alalım: Ne zaman inançla ilgili çağrışım yapan bir paylaşım yapsam çok değişik bir grup peydahlanıyor. Bunlar öfkeli, tepeden ve alaycı bir dil kullanıyorlar. “Sen” diye hitap...