Pamuk şekeri
Genç kadın okula girdiğinde kaçamak bir bakışla lobide toplanmış velilere baktı. Bir araya gelmişler, çatık kaşlarla ve alçak bir ses tonuyla konuşuyorlardı. Hızlı adımlarla okul...
Genç kadın okula girdiğinde kaçamak bir bakışla lobide toplanmış velilere baktı. Bir araya gelmişler, çatık kaşlarla ve alçak bir ses tonuyla konuşuyorlardı. Hızlı adımlarla okul müdürünün odasına doğru yürüyen solgun benizli kadını görmeyecek kadar meşguldüler.
Odaya girince bilgisayarın başında oturan kıza, "Müdür Bey beni çağırmıştı" dedi kadın. Birkaç dakika sonra okul müdürünün odasına aldılar. Siyah, deri koltuğa oturdu ve müdürü dinledi.
"Kusura bakmayın Selin Hanım. Bizim kararımız değil bu. Sınıftaki diğer öğrencilerin velileri çok baskı yaptılar. Alican'ı almazsanız, onlar çocuklarını alacaklar. Biz de çaresiz kaldık."
Bıyıklı, kısa boylu okul müdürünün yüzünde mahcubiyet, cümlelerinde asabiyet vardı. Kadın biraz sessiz kaldı. Sonra, "Ne diyorlar tam olarak. Benimle konuşmuyorlar da..." dedi titreyen bir sesle.
"Daha önce de görüştük sizinle. Biliyorsunuz. Sınıftaki çocukların eşyalarına zarar verme, tükürme, vurma, dersin düzenini bozma... Tabii sadece velilerin sözüne göre hareket etmiyoruz."
Önündeki birkaç kâğıt parçasını eliyle havaya kaldırarak konuşmaya devam etti müdür: "Rehberlik öğretmeninin konuyla ilgili raporları da burada."
Alican’ın suçlarının alt alta listelendiği kâğıtlar, okul müdürünün elinde çırpınan beyaz bir güvercin gibi gözüktü kadına.
"Zor günler geçirdik, biliyorsunuz” dedi kadın. "Babasına çok düşkündü Alican."
"Bu konuyla ilgili kararımız kesin. Kusura bakmayın. İnşallah yeni okulunda çok mutlu olur."
Bu sırada zil çaldı. Genç kadın kalktı. Bir şey diyecek gibi oldu. Vazgeçti.
Kararsız adımlarla odadan çıktı ve koridor boyunca yürüdü.
***
Üç hafta önce veli çayı için evinde misafir ettiği veli grubu hâlâ lobide oturuyordu. Birkaç tanesi genç kadını görünce gözlerini kaçırdılar. Bu sırada oğlunun sesini duydu kadın. Sınıf öğretmeninin elinden tutmuş merdivenlerden iniyorlardı.
"Anne, yarın pamuk şekeri günü!" diye bağırdı kara gözlü esmer çocuk annesinin yanına koşarak.
Annesi bir şey demedi. Okuldan çıkıp otobüs durağına doğru yürürlerken çocuk “Öğretmen isteyen iki tane bile yiyebilir dedi. Düşünsene iki tane pamuk şekeri yediğini!”
Annesi, "Yarın okula gitmeyebilirsin Alican" dedi.
Çocuk duymadı. Veya hayalini bozmamak için duymazlıktan geldi. Annesi anlayamadı. Eve gidene kadar hiç konuşmadılar.
***
Yatma saati geldiğinde, her gece olduğu gibi annesi Alican’ı yatağa yatırdı, üzerini örttü. Sonra kulağına, “Alican, artık başka bir okula gitmek zorundayız annecim” diye fısıldadı.
Çocuk gözlerini açmadan “Biliyorum anne" dedi. “Sadece ne zaman olacağını bilmiyordum.”
“Biliyor musun? Nasıl?”
"Bir kere resim dersinde tuvalete gitmiştim. Dönerken koridorda öğretmenim telefonla konuşuyordu. Orada duydum."
"Ne diyordu öğretmenin?"
"Annesiyle konuştuk. Alican'ı başka bir okula alacaklar. Artık bu sınıfta olmayacak falan diyordu."
“Niye bana söylemedin peki?”
“Üzülürsün diye.”
Selin Hanım hızla kalkıp ışığı kapatıp tekrar yatağın yanına geldi.
"Ben niye başka okula gideceğim anne?"
"Öyle gerekti kuzum."
"O okulda da Ayşe öğretmen mi olacak? Başka öğretmen mi?"
"Başka öğretmen."
“Onun adı ne?”
“Bilmiyorum.”
"Bugün seni bunun için mi çağırmışlar okula?"
"Evet."
"Keşke yarından sonra çağırsalardı! Yarın pamuk şekeri günüydü."
Annesi bir şey demeden kapıyı kapatıp çıktı.
Yarım saat sonra geri gelip içini çekerek uyuyan kuzusuna sarılıp saatlerce ağladı...
Kınayan kınasın!
21 Kasım 2024 | 160 Okunma
Artırılmış gevşeklik ve yatay zekâ!
14 Kasım 2024 | 129 Okunma
Sade vatandaş
07 Kasım 2024 | 42 Okunma
Senarist öyle istiyor!
31 Ekim 2024 | 115 Okunma
Kâbus
24 Ekim 2024 | 89 Okunma
TÜM YAZILARI