İsrail ile yeni bir sayfa
Beş yıl süren bir krizden sonra, Türkiye ve İsrail’in karşılıklı olarak birbirlerine büyükelçiler atamalarıyla, ikili ilişkilerinde yeni bir sayfa açılıyor. Bu noktaya gelmek kolay olmadı tabii....
Beş yıl süren bir krizden sonra, Türkiye ve İsrail’in karşılıklı olarak birbirlerine büyükelçiler atamalarıyla, ikili ilişkilerinde yeni bir sayfa açılıyor.
Bu noktaya gelmek kolay olmadı tabii. “Mavi Marmara” olayından sonra giderek tırmanan gerginliğin yatıştırılması ve kopan diplomatik bağların yeniden kurulması için harcanan çabalar, ancak bu yıl içinde meyvelerini verdi.
Türkiye’nin ön şartları doğrultusunda, resmi özürden sonra, tazminat ve Gazze ambargosu konusundaki anlaşmaların kesinleşmesi sonunda nihayet “ilişkilerin normalleşmesi” noktasına (bu haftaki karşılıklı büyükelçi atamalarıyla)
ulaşılmış oldu...
Nasıl oldu?
Türkiye’nin ve İsrail’in, uzlaşma sürecini başlatmak konusundaki istek ve kararlılığında rol oynayan çeşitli faktörler var.
Bu faktörlerin başında, bölgedeki yeni konjonktür geliyor. Özellikle Suriye’deki olaylar ve bunun uzantıları karşısında iki ülke de yanı başlarındaki tehditlere karşı birbirlerine daha
yakın durmaları gerektiği değerlendirmesinde birleştiler.
Diğer önemli bir faktör de, İsrail dahil, Doğu Akdeniz’de zengin doğal gaz kaynaklarının keşfedilmiş olmasıdır. Bu iki ülke arasında ortak enerji projelerinin geliştirilmesi imkânını yaratmıştır. İsrail için doğal gazını Avrupa’ya Türkiye yoluyla satmak, Türkiye için de hem kendi ihtiyaçlarını karşılamak hem de enerji naklinde bir transit merkezi olmak arzusu, ilişkileri rayına oturtmak için güçlü bir itici faktör olmuştur.