Kolombiya örneği
Terörün dünyanın çeşitli yerlerine yayıldığı bir dönemde, nihayet bir ülkenin bu sorunu çözdüğüne dair gelen haber, sevindirici ve ibret verici bir gelişme... Bu ülke, 52 yıldır...
Terörün dünyanın çeşitli yerlerine yayıldığı bir dönemde, nihayet bir ülkenin bu sorunu çözdüğüne dair gelen haber, sevindirici ve ibret verici bir gelişme...
Bu ülke, 52 yıldır terörle boğuşan Latin Amerika’daki Kolombiya’dır. Bu bela 48 milyon nüfuslu bu ülkede 260 bin kişinin ölmesine, 6 milyon insanın evlerini terk etmesine ve milletçe büyük acılar çekilmesine neden oldu.
Kolombiya’nın bu kadar sarsıntılı bir dönemden sonra terörün üstesinden gelmesi ve nihayet önceki gün iç barışı ve huzuru sağlaması beklenen tarihi bir anlaşmayı gerçekleştirmesi büyük bir başarı.
Bundan herkesin çıkarabileceği sonuçlar ve dersler var. Ancak terörün ülkelere göre çeşitli ve bazen birbirinden oldukça farklı nedenleri ve cinsleri olduğunu da unutmamalı.
Bununla beraber, bu mücadelede görülen bazı ortak özellikleri dikkate almakta da yarar vardır...
Kara sayfalar
Terörün Kolombiya’da nasıl başlayıp geliştiğine ve sonuçta sorunun nasıl halledildiğine kısaca bakalım.
Kolombiya, birçok Latin Amerika ülkesi gibi, 1960’larda ciddi siyasal ve sosyal çalkantılar içindeydi. Yoksul ve ezilmiş kitlelerin savunuculuğunu yapan Komünist Parti, mücadelesini sadece siyasetle değil, silahla da yürütmeye karar vermiş, kısaca FARC diye anılan Kolombiya Devrimci Silahlı Güçler örgütünü kurmuştu.
FARC kısa zamanda ülkeyi kana boğdu: Sayısız suikastlar, katliamlar, adam kaçırmalar gerçekleştirdi, uyuşturucu kartelleri kurdu, bir ara 20 bine ulaşan bir güçle, ülkenin üçte birine hâkim oldu.
Kolombiya ordusu FARC’ı yok etmek için büyük operasyonlar düzenledi, zaman zaman amansızca hareket etti, işkenceler, faili meçhul cinayetler gerçekleştirdi.
Bu dönem gerçekten Kolombiya’nın en kara sayfalarını oluşturuyor...
Barış süreci
2010 yılından itibaren bu durumu değiştirecek gelişmeler başladı. Bir kere FARC eski gücünü ve popülaritesini kaybetti. Bu arada iktidara gelen Başkan Juan Manuel Santos terörle mücadeleyi siyasi alana da taşımaya başladı.
Venezuela ve Norveç’in arabuluculuğu sayesinde Santos yönetimi ile FARC arasında temaslar gerçekleşti, birçok kez ateşkes anlaşmalarına varıldı; bunlar bozulsa da “barış süreci” zor şartlarda dahi devam etti.
Ve sonuçta çetin pazarlıklar meyvesini verdi, tarihi anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre, FARC 180 gün içinde tamamen silahsızlanacak, bir siyasi partiye dönüşecek ve 2018 seçimlerine kadar kongreye 10 temsilci gönderecek. Eylemlerinde kan dökmüş olan teröristler yargılanacak ve cezasız kalmayacak, ancak diğerleri affedilecek ve rehabilite edilecek...