Ne oluyorsa halka oluyor
Dünya iki gündür 5 yaşındaki Suriyeli çocuk Ümran Dakneş’i konuşuyor. Halep’te rejimin uçakları tarafından bombalanan evinin enkazı altından çıkarılan bu yavrunun eliyle alnından akan...
Dünya iki gündür 5 yaşındaki Suriyeli çocuk Ümran Dakneş’i konuşuyor.
Halep’te rejimin uçakları tarafından bombalanan evinin enkazı altından çıkarılan bu yavrunun eliyle alnından akan kanı silerken çekilen resmi, Suriye dramının yeni bir sembolü oldu.
Yeryüzünde milyonlarca insan, yürekleri sızlatan bu görüntüyü TV ekranlarından ve gazetelerden izlerken “İnsanlık öldü mü?” diye isyan etmekten kendini alamıyor. Tıpkı geçen yıl Bodrum açıklarında cesedi karaya vuran Aylan bebek olayından sonra olduğu gibi...
Böyle yürek paralayıcı her olaydan sonra, “Dünya artık bu kez harekete geçer ve bu trajediye son verir” diye dilek ve umutlar dile getirilir. Nitekim dün de BM dahil, pek çok ülkeden bu tür sesler yükseldi.
Oysa daha dün, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde bombardımanlar ve çatışmalar, ölüm ve yıkım saçmaya devam ediyordu...
Gene düne kadar, haftalardan beri özellikle Halep bölgesinde geçici bir süre için de olsa bir ateşkesin ilanı için yapılan görüşmeler bir sonuç vermiyordu.
Halep, harap...
TV ekranlarına yansıyan görüntüler dahi, Suriye’nin içine düştüğü büyük felaketi açıkça hissettiriyor. Halep harap oldu. Diğer bölgelerde de durum farklı değil.
Beş yıldır süren bu amansız savaşın sona ermesinden sonra bu enkaz nasıl temizlenecek, kasabalar, kentler yeniden nasıl inşa edilecek? Savaştan kaçan milyonlarca insan evlerine, yurtlarına nasıl ve ne zaman dönebilecek?
Tabii bugün için çok daha ivedi sorunlar var. Çatışmaları durduracak, geçici bir süre için dahi bir ateşkes ilan edilebilecek mi? Rakip dış güçlerin ve onların güdümündeki birbirine düşman yerel grupların değişmeyen duruşları ne yazık ki hâlâ pek umut yaratmıyor...
Bölünmüş Milletler
Aslında bu dram karşısında “Dünya neden bu facia karşısında seyirci kalıyor?” diye yakınmanın da bir yararı olmuyor.