Trump’tan beklentiler

Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki koltuğuna oturmasına birkaç gün kala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin yeni Başkan’dan beklentilerini dile getirdiler.

Ankara’da düzenlenen Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Cumhurbaşkanı, yeni dönemde ABD’yi FETÖ, DAEŞ ve bölücü terör konularında kararlı ve güçlü bir şekilde Türkiye’nin yanında görmek istediğini belirtti ve yeni Başkan ile karşılıklı diyaloğun hızlanacağına inandığını vurguladı.

Aynı toplantıdan Washington’a benzer bir mesaj gönderen Dışişleri Bakanı da Ankara’nın iki beklentisini açıkladı: Biri, yeni ABD yönetiminin FETÖ elebaşısını iade etmesi, diğeri de YPG’ye verilen desteğe son verilmesi...

Şimdi mesele, Trump yönetiminden bu beklentiler doğrultusunda bir hareket görülüp görülmeyeceğidir.

Öncelikler listesi

Türkiye’de Trump’ın yeni umutlar yaratmasının akla yakın gelen nedenleri var.

Obama yönetiminin son döneminde özellikle FETÖ olayı ve PYD/YPG’ye destekten kaynaklanan uyuşmazlık, ilişkilerde ciddi bir gerginlik ve güvensizlik yarattı. Tam bu sırada Trump’ın başkan seçilmesi, Washington’un politikasında bir değişiklik olabileceği beklentisine yol açtı. Çünkü Trump içte ve dışta çok şeyi değiştirmeye kararlı, farklı görüşte ve karakterde bir lider...

Ne var ki bu beklentileri aceleye getirmemek ve abartmamak gerek. Unutmamalı ki Türkiye’nin yukarıda belirttiğimiz iki beklentisi, yeni Trump yönetiminin öncelikleri arasında yer almıyor. (Onun başlıca dış politika öncelikleri Meksika, Rusya, Çin, Kuzey Kore ile ilgili konulardır)...

Yeni yönetim kadrosunun tamamlanıp bölgemizle ve özellikle Suriye sorunu ve DAEŞ tehdidiyle yakından ilgilenip bazı kararlar alması zaman alacaktır. Diğer bir deyişle, Trump’ın bu konularda -ve bu arada Ankara’nın beklentilerine ilişkin meselelerde- nasıl bir tavır alacağını görmek için, en azından yeni yönetimin “ilk 100 günü”nü yakından izlemek gerekecek...

Henüz belli değil

Kuşkusuz Türk diplomasisi “Trump ile diyalog” zemini oluşturabilir ve ikili ilişkilerin düzelmesine yönelik ilk adımların atılmasını sağlayabilirse, bu önemli bir başarı olacaktır.