Dürbünle bakarsın
Galatasaray’da perşembe akşamı Marsilya karşısında “peri masalı” yazan oyuncular, Malatya karşısında kenarda oturup, “taze kuvvetler” oyuna başlayınca, Galatasaray’ın özellikle son haftalarda...
Galatasaray’da perşembe akşamı Marsilya karşısında “peri masalı” yazan oyuncular, Malatya karşısında kenarda oturup, “taze kuvvetler” oyuna başlayınca, Galatasaray’ın özellikle son haftalarda alışılan hızlı, tempolu, sprintli, akışkan oyunu “sağlıklı yürüyüş” temposuna döndü. Bu kadar taze kuvvete rağmen...Maçın her dakikası, Kerem’i, Halil’i oyuna çağırdı. Sonra da Cicaldau’yu... Galatasaray on birini değiştirdi diye, oyun şeklini neden bu kadar değiştirdi, neden bu kadar frene basıp hızını kesti, anlamadım...Üstelik Galatasaray’ın karşısında belki de son yılların en ürkek, en çaresiz Malatyaspor’u vardı. Malatya’da sol kenarda Munir Choular iyi şeyler yaptı, kendisine tek arkadaşı katılamadı. Hepsi o kadar... Malatya‘yı aldığı tek puan kandımasın. Kötüler ve yarım pozisyon bile bulamadan, savunmaları ve kaleci Ertaç’la tek puanı aldılar.Öyle bir ilk yarı oynandı ki, Malatya durdu, Galatasaray yürüdü. Hani geçmiş yıllarda çocuklar uyusun diye tam da maç saatlerinde “masallar” anlatılırdı. Hani masal yerine Malatya- Galatasaray maçının ilk yarısını oynatsanız, sadece çocuklar değil, büyük-küçük kim varsa uyurdu. O kadar temposuz, heyecansız, pozisyonsuz, futbolsuz bir ilk yarı...