Elmas gibi sözler
Galatasaray; geride bıraktığımız hafta Başakşehir maçında ayakta duramayan, şut atamayan, pozisyon bulamayan, sakatlarının bolluğundan takım kuramayan Altay karşısında, haklı olarak üç...
Galatasaray; geride bıraktığımız hafta Başakşehir maçında ayakta duramayan, şut atamayan, pozisyon bulamayan, sakatlarının bolluğundan takım kuramayan Altay karşısında, haklı olarak üç golcü ile maça başladı. Önde Mustafa Muhammed, kenarda Kerem, Mustafa’nın arkasında Halil... Nasıl olsa karşısında “dişine göre” bir rakip vardı.Ama “Evdeki hesap çarşıya uymadı.” Maç başladı, sert bir yumruk yemiş boksör gibi, ayağımız yerden kesildi, adeta nakavt olduk. Altay oyuna bir başladı, sanki Başakşehir maçının o “eli ayağı kesilmiş” takımı gitmiş, yerini Altay’dan gelen yiğit almıştı. Gördüklerimize inanamadık.Altay, rakibi kendi sahasında beklemek yerine “baskın basanındır” örneği çok hızlı ataklarla Galatasaray kalesine yüklendi. Kappel, Pinares ve Rodriguez etkili oyunlarıyla, becerileriyle geçen haftayı tekzip etmeye başladılar.Altay hızlı oyunu ve sıkça kullandığı kornerlerle Galatasaray savunmasının başını ağrıtırken, Pinares’le öne geçti. Pinares’in, önünü açışı, topu bakarak uzak köşeye vuruşu mükemmeldi.Galatasaray savunması kendi ceza alanı içinde adeta “İstiklal Caddesi” kadar kalabalıkken, Pinares’in o driplingleri yapmasına, defalarca önünü açmasına ve gollük vuruşu...