Katar; yatar...
Çok uzun yıllardır, inanın çok uzun yıllardır Burak Yılmaz’ın penaltı kaçırdığını görmedim… Topu penaltı noktasına koyar, kaleye bakar, ya sağ köşeye ya sol...
Çok uzun yıllardır, inanın çok uzun yıllardır Burak Yılmaz’ın penaltı kaçırdığını görmedim… Topu penaltı noktasına koyar, kaleye bakar, ya sağ köşeye ya sol köşeye topu yerden ve darbeli bir vuruşla bırakır… Böyle ne penaltılar attı…Kötü kadere bakın; Burak, Türk futbol tarihine geçecek, belki de mucizeye yelken açacak penaltıyı, hiç alışılmadık şekilde, havadan kullanarak yine hiç alışık olmadığımız şekilde kötü vurarak kaçırdı…Aslında maçı ilk yarıda kaybettik… Portekiz’in iki kenar adamı; sağda Otavio, solda Jota’yı tutamadık… Çok kaçırdık… Hadi Berkan sol savunmaya alışkın oyuncu değil, Otavio‘yu çok kaçırdı, yıllardır Avrupa’da oynayan Zeki, her seferinde Jota‘yı bu kadar çok nasıl kaçırdı inanılır gibi değil…İlk yarı kötü oynadık zaten… Hakan Çalhanoğlu çok sıradandı… Cengiz ortalıkta hiç gözükmedi… Burak birşey yapamadı… Sahada sadece Portekiz milli takımını durdurmaya çalışan ama bunu asla başaramayan bir Türk milli takımı vardı…İlk yarıyı iki farklı yenik kapatınca, ikinci yarıya belki de doğaçlama “ne çıkarsa bahtına“ diye oynamaya başladık… Portekiz’e yine pozisyonlar verdik ama hiç olmazsa golü de düşünmeye başladık…Cengiz bayağı bir kımıldadı, Hakan da öyle… Dorukhan...