13 polisin şehit edilmesinde ihmaller zincirine bakın…
Olaylar önlenemediği gibi, meydana gelen olayların soruşturmalarında da mesleki tutuculuk, koruma içgüdüsü öne çıkıyor, kimseden hesap sorulmuyor. Suruç’ta, Diyarbakır’da, Reyhanlı’da son olarak...
Olaylar önlenemediği gibi, meydana gelen olayların soruşturmalarında da mesleki tutuculuk, koruma içgüdüsü öne çıkıyor, kimseden hesap sorulmuyor. Suruç’ta, Diyarbakır’da, Reyhanlı’da son olarak Ankara’da büyük eylemler önlenemedi.
Ülkemizdeki görüntülerin komşu bazı ülkelerde yaşananlardan hiç farkı yok. Terörü önlemekle yükümlü olanlar istedikleri yasaları, yönetmelikleri çıkardılar. Terörle mücadele edebilmek için daha ne istiyorsunuz? Ya da ne istediniz de TBMM’de CHP ve MHP bunlara karşı çıktı? Karşı çıksa bile siz hiç onları dinlediniz mi?
SORUŞTURMALAR KAPATMAYA DÖNÜK
Ülkemizde önemli bir olay meydana geldi mi, Başbakan’dan, İçişleri Bakanı’ndan “olayı soruşturmak üzere müfettiş gönderdik” açıklaması gelir. Cumhurbaşkanı da “Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendirdim” der. Peki, o soruşturmalar sonucu acaba bugüne kadar “ihmali” olduğu için hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulan kaç kamu görevlisi var? Olay unutulmaya başlandıktan sonra soruşturma dosyaları da kapatılır.
Iğdır’da 8 Eylül’de büyük bir patlama olmuştu. 13 polis memuru hayatını kaybetti. Ama bu olay meydana gelmeden önce aynı yerde yine eylem yapılmış, bir polis memuru yaralanmıştı. Eğer ilk olayın üzerine kararlı bir biçimde gidilmiş olsaydı, 13 polisimiz belki de şehit olmayacaktı. Belirttiğimiz gibi her önemli olaydan sonra “olayı soruşturmak üzere müfettiş gönderildi” deniliyordu ya, işte Iğdır’a da birisi mülkiye müfettişi, birisi de polis başmüfettişi gönderildi.