Bu tablo nasıl ürkütmesin?
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yasanın açık hükmüne rağmen ilçe seçim kurulu mührünü taşımayan zarfları, oy pusulalarını geçerli saydı ve halk oylamasının kaderini...
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yasanın açık hükmüne rağmen ilçe seçim kurulu mührünü taşımayan zarfları, oy pusulalarını geçerli saydı ve halk oylamasının kaderini değiştirdi. Gelecekte bu YSK ile seçimlere gidildiğinde, verdiği kararlara nasıl güvenilecek. Yargıya olan güven giderek azalırken, azalmasına neden olan önemli gerekçeler de ortaya çıkıyor.
12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen halk oylamasının bel kemiğini Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yeni yapısı oluşturmuştu. Ne oldu? Seçilen üyelerin bazıları Fetullahçı oldukları gerekçesiyle tutuklandı. Fetullahçı kadrolar AKP eliyle yargıya yerleştirildi, büyütüldü. Yani, bugün yargıdaki Fetullahçı yapılanmanın birinci sorumlusu da AKP'dir. Ama sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi davranıyorlar.
ADALET Mİ, SİYASET Mİ?
16 Nisan halk oylamasında da yine bu kurul öne çıktı. Bu kez durum daha farklı. Kurulun üyelerinin 7'si TBMM, 4'ü Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek. Adalet Bakanı yine kurulun başkanı olacak. Müsteşar da doğal üye. Dolayısıyla HSK tam anlamıyla hükümetin ve cumhurbaşkanının belirlediği isimlerden oluşacak. Biz de o kurula “bağımsız ve tarafsız” sözcüklerini ekleyip Hakim ve Savcılar Kurulu kısa adıyla HSK diyeceğiz.