Bunlar, tehlikeli tırmanışlar
Bu öğretim yılı için müfredatı değiştirilen 5, 9 ve 11’inci sınıf ders kitaplarında Atatürk ile ilgili bölümler önemli ölçüde çıkarıldı. Daha bu...
Bu öğretim yılı için müfredatı değiştirilen 5, 9 ve 11’inci sınıf ders kitaplarında Atatürk ile ilgili bölümler önemli ölçüde çıkarıldı. Daha bu başlangıç. Halkın tepkisi ölçüldükten sonra diğer sınıfların henüz kesinleşmeyen ders programları üzerinde önemli oynama yapılacak. Belki de Atatürk hiç kalmayacak. Atatürk yalnız ders kitaplarından çıkarılmıyor, heykelleri parçalanıyor, büstleri kırılıyor, boyanıp, kaidelerine çirkin sözler yazılıyor. Atatürk ve ailesi hakkında en çirkin konuşmalara izin veriliyor. Aleyhine kitaplar yazdırılıyor.
Atatürk düşmanlığıyla tanınanlar konuşuyor, kin ve nefretlerini ortaya koyuyor. Eğer bu konuda basında haberler yayımlanırsa, Cumhuriyet savcıları soruşturma başlatıyor. Yoksa, kaynayıp gidiyor. Dinci bazı gruplar, Atatürk aleyhine yalan ve iftiralarla yetinmeyip, onun adını bile duymak istemediklerini her fırsatta ortaya koyuyor. Ne yaptıklarını da yazdıkları ya da yazdırdıkları kitaplara aktarıyor.
ATATÜRK ADI GEÇİNCE
Milli Eğitim Bakanlığı, sanki öğretmeni, kendi olanakları yokmuş gibi dinci vakıf ve derneklerle işbirliği yapıyor, öğrencileri onlara teslim ediyor. Zehra Vakfı da Milli Eğitim Bakanlığı üzerinde etkili. Bunların Atatürk’e bakışını, vakfın kurucusunun anlatıldığı kitaptan bir cümle ile aktarmak bile yeter:
“Cuma hutbesini dinliyorduk. Konu, ertesi günkü 30 Ağustos Zafer Bayramı idi. Hutbede, malum adamın ismi okununca, namaz kılmadan çıktık.”
Dahasını yazmayayım ama bunlar da yaşanıyor. Nurcu cemaatin lideri ve kurucusu bunu yapıyorsa, cemaatin mensuplarının düşüncelerini merak etmenize gerek bile yok. Her, cuma namazını kıldıklarında bağımsızlığımıza kavuşturduğu için Atatürk’e dua edecekleri yerde yaptıkları çirkinlikler kendileri açısından ortam uygun olduğu için giderek de artıyor.