‘M7U3H9F8C4’ten müthiş açıklamalar
Sözcü yazarı Saygı Öztürk bu hafta '‘M7U3H9F8C4’ten müthiş açıklamalar' başlıkı yazısını kaleme aldı.
“M7U3H9F8C4” kod adlı kişiye gizli tanıklığın önemi ve anlamı konusunda bilgi verildi. Tanıklığa engel bir halin olup olmadığı soruldu. Olmadığı anlaşıldı. Tanığa; dinlenmeden önce gerçeği söylemesinin önemi, gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı ihtar edildi. Usulen yemini yaptırıldı. Tanığa hangi konuda tanıklık edeceği anlatıldı. İfadeye geçildi.
Gizli tanık, “Ayhan Bora Kaplan’ın yanında bulundum ve bu örgüte üye oldum. Şimdi ise o kişi hakkında bildiğim her şeyi samimi olarak anlatmak istiyorum” diyor. Bora’nın önceleri Ankara Kızılay’da kız kardeşi ile birlikte korsan CD işi yaptıklarını, bazı kişilerin gelip avanta istediklerini, onun vermediğini belirtiyor. Gizli tanık, “İşte Bora’nın bulunmadığı bir gün kardeşi Saliha’yı haraç vermedikleri için darp ediyorlar. Bora, kardeşini döven kişiyi bulup ayağından vurdu. Bu olaydan sonra Kızılay’da CD işi yapamayacağı için mahallesi olan Hıdırlık Bölgesine gelerek burada torbacı tabir edilen uyuşturucu satma işine başladı. Uyuşturucu siparişi veriyor, gelen uyuşturucuyu pazarlıyordu” diyor. Hikaye uzun, bunları geçip Bora’nın güçlendiği günlere gelelim.
SAVCININ EVİ VE OTOMOBİLİ
“Ergenekon”, “Balyoz” gibi davalarda ‘Gizli tanık’lar çıkmış, çok can yakmışlardı. Gizli tanıkların sözlerini tek başına ciddiye almak da sakıncalı. O iddialar mutlaka başka belgelerle, tanıklarla, olgularla desteklenmeli. Gizli tanık anlatıyor: