“Siyasal tarihimizin esrarengiz olayı”

Emine Ülker Tarhan, CHP'den milletvekili seçilmeden önce Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Derneği'nin kuruluşunda bulundu, başkanlığını da yaptı. Milletvekili seçildikten sonra partisinin TBMM Grup...

Emine Ülker Tarhan, CHP'den milletvekili seçilmeden önce Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Derneği'nin kuruluşunda bulundu, başkanlığını da yaptı. Milletvekili seçildikten sonra partisinin TBMM Grup Başkanvekili oldu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'yla ters düşünce CHP'den istifa etti, parti kurdu. Seçimlerde ağır bir yenilgi alınca partiden de ayrıldı. Şimdi Ankara'da avukatlık yapıyor. CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke'nin istifasıyla, Emine Ülker Tarhan'ın istifası arasında örtülü biçimde paralellik kuran yorumlar da yapılıyor. Milletvekilliği yapmış, partisinin grup başkanvekilliği görevinde bulunmuş, siyasi parti kurmuş olan birinin şimdi günlük siyasetten uzak olduğunu söylememiz de yadırganmasın. “ENSEYE ŞAPLAK” İLİŞKİ Kılıçdaroğlu'ndan daha önce dinlediklerime dayanarak Tarhan'ın milletvekilliği için başvurduğunu, uygun bulduklarını, seçimden sonra da grup başkanvekili yaptıklarını, Tarhan'ın tutumundan milletvekillerinin şikayetçi olduklarını hatırlattım. İşte bu aşamada Emine Ülker Tarhan'ın da söyleyecekleri var. Tarhan, “Beni siyasete taşıyan etken, 2010 referandumuyla yargının iktidar partisi ve onun bileşenlerine teslimine karşı yürüttüğümüz örgütlü mücadele ve bu mücadelenin kitleler üzerindeki etkisidir. Bu bakımdan, siyasete ve CHP'ye katılmam, benim şahsi talebim olmadığı gibi Sayın Kılıçdaroğlu'nun lütfu da değildir. Bilinçli bir tercihle, yargıçlığımı sonlandırdığım güne dek herhangi bir siyasi partinin kapısından geçmediğim de doğrudur” diyor. Tarhan, mektubunu şöyle sürdürüyor: “O gün itibariyle CHP'de vücut bulduğunu düşündüğüm değerlerime, siyasetin sağa sola gülücük dağıtıp, enseye şaplak ilişkilerle tanımlanamayacak kadar ciddi ve halk için yapılan bir iş olması gerektiğine, siyasi tecrübe denilen şeyin insanın ilke ve ideallerini törpülemesi demek olmadığına ilişkin inancımla, görevlerimi de, ‘bu da yapılmalı' dediklerimi de yaptım, yapmaya çalıştım. Güçlü bir muhalefet söylemi için ciddiyetle çalıştım. Tanıklarım tarih, CHP örgütü ve yurttaşlarımızdır. BİLİNÇLİ OLARAK PASİF KALDIM Siyasal tarihimizin, kanımca, en esrarengiz ve ‘kişisel' kararlarından olan ve birdenbire zuhur eden çatı adaya, ismiyle söyleyeyim Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçimde CHP'nin adayı olarak gösterilmesine ‘bu yanlış bile değil!..' diyerek açıkça karşı çıktım. Aslı olan bir şeyin suretine ‘tıpış tıpış' oy vermenin, onun için oy istemenin bizim değerlerimizi taşıyanlar için kabul edilebilir bir dayatma olmadığını düşündüm ve bunu açıkça ortaya koydum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Duydunuz mu, darbecilikle suçlananlar da tahliye edildi 04 Eylül 2024 | 3.121 Okunma ‘Silivri Cezaevi’ne konulduğumda bile devletime, memleketime küsmedim’ 02 Eylül 2024 | 2.984 Okunma Elin adamı gelmiş Anadolu’yu talan ediyor 30 Ağustos 2024 | 2.549 Okunma Sandıktan çıkana dönem sınırı yok 28 Ağustos 2024 | 2.496 Okunma “Hodri meydan” demekle olmuyor! 22 Ağustos 2024 | 2.808 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar