“Ucu açık operasyon” dönemi
Vatandaş 155 Polis İmdat Hattı’nı arıyor, “Cizre’den ayrılmak istiyorum” diyor. Polis “Yürüyerek mi, araçla mı?” diyor. Araçla gidilecekse plakası soruluyor, köprüye doğru gelirken...
Vatandaş 155 Polis İmdat Hattı’nı arıyor, “Cizre’den ayrılmak istiyorum” diyor. Polis “Yürüyerek mi, araçla mı?” diyor. Araçla gidilecekse plakası soruluyor, köprüye doğru gelirken ellerinde bir “beyaz bez” sallamalarını” istiyor.
Bu konuşmalar 19 gündür sokağa çıkma yasağının devam ettiği Cizre’de, Silopi’de sıkça duyuluyor. İnsanlar köylerine, komşu il ve ilçelere gitmek istiyor. Terör örgütü militanlarının “Sakın ilçeyi terk etmeyin” baskılarına rağmen insanlar yağmur, çamur dinlemeden kaçıyor. Zorlu kış koşullarının kendini gösterdiği Güneydoğu illerinde, terör örgütü yüzünden olan yöre halkına oluyor.
Yılbaşı akşamı havai fişekler atılırken, gökyüzü rengarenk olurken, Cizre’deki dostlarımızla konuşuyordum. Saat 22.30 civarında öyle bir çatışma başladı ki izli mermiler sanki Cizre’yi aydınlatıyordu. Günlerdir elektriğin, zaman zaman suyun olmadığı, silahların kol gezdiği Cudi, Sur, Nur ve Yasef mahallerinde silah seslerine alışmış olan vatandaşlar bu kadar büyük çatışmada neler olduğunu merak ediyorlardı. Sabah öğrendiler 1 polis memurumuz şehit edilmiş, 12 terörist öldürülmüş. Yeni yılın ilk gününde de devam eden çatışmada 1 askerimiz daha hayatını kaybetmişti.
120 binin üzerinde nüfusu olan Cizre’de herkesi terörist görmek yanlış. Bugün eğer o yörelerimizde bu kadar ağır silahlar getirilmişse, hendekler kazılmışsa, haftalardır çatışmalar olmasına rağmen teröristlerin mühimmatı bir türlü bitmiyorsa, roketatarları eksilmiyorsa bunun sorumlusu bu kadar yığınak yapılmasına bilinçli olarak göz yuman, “Aman onlara dokunmayın” diye emir verenler, operasyon yaptırmayan kamu görevlileridir. Vatandaşlar mı söyledi “İmralı’ya gidip örgütün başı Abdullah Öcalan’la görüşün” diye. Onlar mı söyledi “Sakın silahlı PKK’lılara karşı operasyon yapmayın” diye…