Algı siyasetinin son örneği...
CHP'nin bu tutumunu yazarken, meslek büyüğüm Yavuz Donat'ın hatıralarını kaleme aldığımız Turkuvaz Kitap'tan çıkan "Off The Record" kitabımızdan iki bölüm aklıma geldi
Demokrasilerde muhalefet etmenin, muhalefet olmanın anlamı da, karşılığı da çok önemlidir. İktidar partisinin icraatını takip eden, her yönüyle ele alan ve günün sonunda doğrusunu da yanlışını da eksiğini de ortaya koyan anlayış; her şeyden önce iktidar partisini, hükümeti besleyecek, olumlu yönde katkı yapacaktır.
Ama gelin görün ki, bizdeki muhalefetin karşılığı, yapılan her icraata, atılan her adıma karşı çıkmak şeklinde oluyor. Hatta CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın bu konudaki sözleri, artık siyaset lügatimize de geçmiştir: "Bu hükümet, dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok!"
Altay'ın sözleriyle itiraf edilen bu tutumu zaten başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere hiçbir CHP'li inkâr etmiyor ve gereğini de yapıyorlar.
Doğru olmadığı belgelerle ortaya konulduğu halde yalanlar üzerinden algı oluşturmaya çalışmaktan tutun da, yapılan her olumlu icraatı eleştirmek, hatta dünyanın en kötü olayı gibi sunmak CHP'nin bugünkü siyasetinin gereği gibi sanki.
Son olarak Makine ve Kimya Endüstrisi'nin özelleştirilmesi söz konusu bile olmadığı halde...