Görünen köyün kılavuzu HDP!
YSK'nın gerekçeli kararı sonrasında muhalefet cephesinde hala tartışma devam ediyor etmesine de; yapılan eleştirilerin hukukla, ciddiyetle bir ilgisi yok. Söylemlerin ve iddiaların hemen hepsinin siyasi olduğu bir gerçek...
Adaylar da bir yandan sahada çalışmalarına devam ediyor. Özellikle AK Parti ve MHP'nin kurmayları, milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri ve İstanbul'da yaşayan hemşehrilerini ikna için buraya gelen Anadolu illerinin il başkanları da tam saha pres çalışmaya devam ediyor. Yeni stratejiler oluşturulurken; Cumhur İttifakı ortakları hem kendi tabanları ve seçmenleri hem de birlikte yaptıkları programlar ile dikkat çekiyor. Ama Millet İttifakı tarafından işler pek de şeffaf değil. Hemen açıklayalım..
HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtalan geçen hafta bir açıklama yaptı: "23 Haziran'da HDP olarak mührü vuracağız, bu işi bitireceğiz." Fatma Hanım'a soralım bakalım, mühür nereye vuruluyor, bitirilecek olan İŞ nedir? 31 Mart seçimleri öncesinde HDP'nin Eşbaşkanı Sezai Temelli'nin, "Ankara ve İstanbul'da Yavaş ve İmamoğlu seçildikleri takdirde bilsinler ki HDP oylarıyla seçilecekler" sözleriyle aynı anlamı taşımıyor mu sizce de? Millet İttifakı ortakları CHP ve İP ve SP; her ne kadar HDP ile doğrudan ya da dolaylı ittifak ortaklıklarını ilan etmekten kaçınıp adeta 'mahcup ortak' muamelesi yapsa da, bu açıklamalar herşeyi ilan ediyor zaten. Terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olarak siyaset arenasında yerini alan HDP ile, biri ulusalcı, diğeri de milliyetçi çizgide siyaset yaptığını söyleyen CHP ve İP, bir kez daha bu açıklamayla inkar ettikleri ortaklıklarını ifşa etmiş oldular. Hani derler ya "Görünen köy kılavuz istemez" işte o hesap; bu köyün kılavuzu zaten baştan beri belliydi ki!