Tarihi değiştiren lider
İstanbul seçimlerindeki usulsüzlük-yolsuzluk ve nihayetinde seçimlerin yenilenmesi tartışmalarından; 31 Mart seçim sonuçlarının her yönüyle ve tam layıkıyla analiz edilmediği kanaatindeyim. Bu...
İstanbul seçimlerindeki usulsüzlük-yolsuzluk ve nihayetinde seçimlerin yenilenmesi tartışmalarından; 31 Mart seçim sonuçlarının her yönüyle ve tam layıkıyla analiz edilmediği kanaatindeyim. Bu seçimleri yerel seçimden ziyade "Beka seçimi" olarak niteleyen ve 24 Haziran seçimlerinde alınan oranın altına düşülmesi halinde "güvenoyu eksikliği" olarak yorumlanır diye ilan eden Cumhur İttifakı'nın yüzde 52'lik toplam oyu; Türkiye'nin son 6 yıldır yaşadığı kumpas ve saldırılara karşı; güven damarını nerede konumlandırdığını da ortaya koydu. Ankara, Antalya, Adana gibi bazı büyükşehirler kaybedilse bile Cumhur İttifakı'nın toplam oy oranı ve kazandığı il ve ilçeler bazında baktığımızda; "Mesaj alınmıştır" sonucunu da çıkarıyor.
31 Mart seçimlerinin bugüne değin dillendirilmeyen bir sonucu daha var. Tarihten örnekleri vereceğim sebep-sonuç ilişkisi ilk kez gerçekleşmedi. Bunun da sebebi; 17 yıldır AK Parti hükümetlerine ve Genel Başkan Tayyip Erdoğan'a olan güven elbette. Ve ekonomik ve siyasi kuşatma çabalarına karşı, Hazine- Maliye Bakanı Berat Albayrak kaptanlığında yerli-milli ve bağımsız ekonomi politikalarıdır. Tarihte ekonomiye yönelik saldırılarda bugüne kadar hep farklı etki yaşandı ama ilk kez tarihsel döngü bozuldu. Birkaç örnekle anlatalım:
1957'yi hatırlayalım; DP'nin seçim zaferi gelmiştir ama 1958'de kriz olur ve 1960 darbesi. 1987'de rahmetli Özal seçim zaferini kazanır, tek başına iktidardır ama 88'de gelen ekonomik kriz ilk olarak ANAP'ı 89 yerel seçimlerinde vurur. 1994'te 5 Nisan kararları alınır, 95'te seçim olur ve DYP seçimden 3. parti çıkar. Yıl 2001, ekonomik kriz ve tüm partiler baraj altında kalır.
Ve gelelim AK Parti dönemindeki ekonomik saldırılarda ne olduğuna. 2008 yılında tüm dünyada ekonomik kriz yaşanır, dünya devleri bile bu krizin altında kalır, dönemin Başbakanı Erdoğan'ın "Kriz bizi teğet geçecek" sözü gerçek olur.
Bugünden geriye son 6 yıldır içeriden ve dışarıdan her tür argümanı ve saldırı maşasını kullanarak Türkiye'yi dizlerinin üzerine çökertmeye çalışanların son kozu; ekonomik manipülasyon ve operasyonlarla saldırmaktır. Döviz fiyatları üzerindeki hiçbir gerçek ekonomik argümana uymayan kur savaşları, faiz oranları, enflasyon ve dış politikada uğradığımız küresel saldırılar karşısında dimdik duran, Türkiye'ye yönelik bu oyun planına pabuç bırakmayan Başkan Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde yüzde 44'lük bir oranla, bugüne kadar yerel seçimdeki en yüksek oyu aldı. MHP ortaklığındaki Cumhur İttifakı da yüzde 52'nin üzerinde bir oy olarak hem güven tazeledi hem tarihsel döngüyü bir kez daha kırdı.
Diyeceğim odur ki; ekonomi üzerinde oynanan tüm oyunlara karşı dimdik duran, haksızlığı ve oyunu millete doğru şekilde anlatan Erdoğan, bir kez daha tarihe imzasını hem de akışını değiştirecek boyutta attı.