2023’TE TÜRK DIŞ POLİTİKASI (1) Suriye ile normalleşmenin yol haritası sancılı seyrediyor
Hürriyet yazarı Sedat Ergin bu hafta '2023’TE TÜRK DIŞ POLİTİKASI (1) Suriye ile normalleşmenin yol haritası sancılı seyrediyor' başlıklı yazısını kaleme aldı.
HER yeni yılın başında bir yıl öncesinin dış politika alanındaki kayda değer gelişmelerini belli başlıklar altında değerlendirmeye çalışıyorum. Bu yazı serileri Türkiye’nin dış ilişkilerindeki ana yönelişleri okumak bakımından da özet bir çerçeve sunuyor.
Bu yılki seriye de son zamanlarda Gazze savaşı nedeniyle biraz ikinci plana düşmüş gibi görünen ama Türkiye açısından hayati önemini korumaya her zaman devam edecek olan Suriye ile ilişkilerin 2023 yılındaki seyrine eğilerek başlamak istiyorum.
Geçen yıl tam bu zamanlarda, 4 Ocak 2023 tarihinde yayımlanan 2022’nin Suriye değerlendirmesine, “Suriye ile buluşma yılın en büyük sürprizi oldu” başlığını atmıştım.
2023’E SÜRPRİZ BULUŞMAYLA GİRİLMİŞTİ
Yazıda kastedilen buluşma neydi?
Kastedilen, yılın hemen sonunda 28 Aralık 2022 tarihinde Türkiye, Rusya ve Suriye’nin milli savunma bakanları ve istihbarat örgütü yöneticilerinin Moskova’da üçlü bir çerçevede bir araya gelmeleriydi.
O dönem için oldukça çarpıcı bir gelişmeydi bu toplantının yapılabilmiş olması. Türkiye’yi dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve bugün Dışişleri Bakanı koltuğunda oturan dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan temsil etmişti Moskova’daki toplantıda. Aslında Fidan’ın bunun öncesinde de Suriyeli mevkidaşı ile bir araya geldiği biliniyor.
Böyle bir üçlü toplantı, bundan üç-dört yıl öncesinde tasavvur bile edilemezdi. Türkiye, 2011 yılında Suriye’de iç savaş patlak verdiğinde Esad rejimini devirmek için devreye girerek, silahlı muhalefete kuvvetli bir destek sağlamıştı.
Ancak özellikle 2015 yılından itibaren Rusya’nın askeri desteğini yanına alan rejim duruma hâkim olup, parçalanmış bir ülke tablosu pahasına da olsa, muhalefete karşı içsavaşı kazanmıştır. Bunun sonucunda Türkiye de rejimin kalıcılığını kabullenmiş ve attığı adımlarla ilişkileri onarmak yoluna girmiştir.
NORMALLEŞMEYİ ŞAM’A DA TEŞMİL ETMEK..
Bu yönüyle, aslında Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap Baharı sonrasında ilişkilerin bozulduğu Arap ülkeleriyle 2020’de başlayan normalleşme dalgasının tamamlayıcı adımlarıydı Suriye cephesindeki bu arayışlar.
Türkiye’nin Rusya ve İran’la birlikte özellikle 2017’den itibaren Suriye’nin geleceğini konu alan üçlü formattaki Astana Süreci’nde yer alması, zaten zımnen Şam’daki Esad rejimini muhatap olarak kabul etme anlamına geliyordu. Çünkü bu formatın diğer iki aktörü Esad’ın en önemli destekçileriydi.