ABD ile ilişkilerde yeni bir stratejik faktör: Dolar kuru
İZMİR İkinci Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Temmuz günü görülen davada, haftalardır kopartılan bütün fırtınaya rağmen rahip Andrew Brunson konusunda geri adım atmadı ve ABD’li sanığın tutukluluk...
İZMİR İkinci Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Temmuz günü görülen davada, haftalardır kopartılan bütün fırtınaya rağmen rahip Andrew Brunson konusunda geri adım atmadı ve ABD’li sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Üç yargıçtan oluşan mahkeme heyeti bu ara kararı oybirliğiyle aldı.
Türk-ABD ilişkileri tarihinin en ağır krizlerinden birinin başlamakta olduğu, çok kuvvetle muhtemeldir ki, o sırada duruşma salonunda cübbeleriyle oturan yargıçların aklının ucundan bile geçmiyordu.
Sonrasındaki gelişmeleri hep birlikte izledik; izlemeye devam ediyoruz...
*
Kısaca hatırlayalım. Mahkemenin bu kararını açıklamasının ertesi günü ABD Başkanı Donald Trump, bir tweet mesajı atarak tutukluluğun devamını ağır bir dille eleştirdi, “Erdoğan, bu mükemmel Hıristiyan eş ve babanın serbest kalması için bir şey yapmalı. O, yanlış bir şey yapmadı ve ailesinin ona ihtiyacı var” dedi.
Derken, avukatının itirazını değerlendiren aynı ağır ceza mahkemesi heyeti, tam bir hafta sonra 25 Temmuz tarihinde -yine oybirliği ile- bu kez rahip Brunson’ın adli kontrol şartıyla ev hapsinde kalmasına hükmederek, 9 Aralık 2016 tarihinden beri kaldığı cezaevinden çıkarılmasına karar verdi.
Gelgelelim, mahkemenin Brunson’ın tutukluluk durumunda kısmi bir iyileşme sağlayan bu kararının ABD cephesinde çoktan ateşlenmiş olan tepki dalgasını frenleme anlamında hiçbir sonucu olmadı. Başkan Trump, ertesi gün yeni bir tweet mesajı atarak, “ABD’nin Andrew Brunson’ın uzun süreli tutukluluğu nedeniyle Türkiye’ye büyük yaptırımlar uygulayacağını” açıkladı.