Afrin’de hesaplar karışır mı?
EĞER haberler doğru çıkarsa Suriye rejiminin yeniden Afrin’e girmesiyle birlikte, ilk bakışta bu bölgede 2012’deki statükoya dönülebilmesinin önü açılmış oluyor.Ancak bunun kolay ve yumuşak bir...
EĞER haberler doğru çıkarsa Suriye rejiminin yeniden Afrin’e girmesiyle birlikte, ilk bakışta bu bölgede 2012’deki statükoya dönülebilmesinin önü açılmış oluyor.
Ancak bunun kolay ve yumuşak bir dönüş olacağını düşünmek yanıltıcı olur. Yine de Türkiye’nin ‘Zeytin Dalı’ harekâtıyla 20 Ocak’tan bu yana sahada müdahil olduğu Afrin denkleminde yepyeni bir durumun ortaya çıktığını kabul etmeliyiz.
Bir kere, Türkiye’nin rejim güçlerinin Afrin’e girmesine hemen tepki göstermesini gerektiren bir durum yok.
Türkiye’nin bundan sonraki hareket tarzı açısından buradaki kilit nokta, Afrin’de konuşlanmış olan PKK uzantısı PYD/YPG unsurlarının rejim güçleri bölgeye girdikten sonra ne olacağı meselesidir.
Kritik soru, Türkiye’nin müdahalesinin ana gerekçesini oluşturan terör tehdidinin ortadan kalkıp kalkmayacağıdır. Türkiye, tutumunu herhalde iki kritere bakarak belirleyecektir. Birincisi, YPG unsurlarının Afrin’den çıkıp çıkmayacağıdır. İkincisi, daha az önemli değildir: YPG unsurlarının sahip oldukları silahlar ne olacaktır?
Ayrıca, her iki kriterin karşılanmasına ilişkin süreçlerin denetlenebilir olması gerekir. Bu da “Denetlemeyi kim yapacak” sorusunu gündeme getiriyor.
***