Ankara-Washington yolu Atlantik’ten değil, Menbiç’ten geçiyor
TÜRKİYE ile ABD arasındaki ilişkilerin tepetaklak gitmesine yol açan kriz ortamı, son günlerde yapılan bir dizi temas ve en son ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara’ya yaptığı ziyaretle birlikte...
TÜRKİYE ile ABD arasındaki ilişkilerin tepetaklak gitmesine yol açan kriz ortamı, son günlerde yapılan bir dizi temas ve en son ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara’ya yaptığı ziyaretle birlikte, şimdilik en azından kontrol altına alınmış bulunuyor.
Bunu arabanın süratle duvara çarpmak üzereyken son anda frene basılarak durdurulmasına benzetebiliriz.
Kuşkusuz, bu noktaya gelinmesinde Türkiye dosyasının Amerika cephesinde sahipsiz kalması ve ABD’nin politikasının büyük ölçüde Suriye’de sahadaki generallerin operasyonel ihtiyaçları üzerinden şekillenmesi önemli bir etkendi.
ABD’nin Suriye’de sırtını PKK’nın uzantısı YPG’ye dayamasının Türkiye cephesinde yarattığı derin kaygıların Washington’da yeterince algılanmaması, bu durumun vurdumduymazlık ölçülerine varması Ankara’nın tepkisinin de sertleşmesine yol açmıştı. Sonuçta, kuvvetli retoriğin hâkim olduğu karşılıklı meydan okumalarla ilişkiler tam bir kriz sarmalına girmişti.
Türkiye’nin Afrin harekâtını başlatması ve işi Menbiç’e kadar götüreceğini kararlı bir dille duyurmasının, durumun ciddiyetinin Washington’da idrak edilmesi açısından sarsıcı bir etki yaptığı aşikâr. Ankara’nın attığı bu adımların yarattığı baskı altında Washington’da Dışişleri ve Beyaz Saray’ın da ağırlığını koymasıyla yapılan muhasebede, Türkiye’nin kaygıları ve beklentileri karşısında yeni ve daha gerçekçi bir bakışın yerleştiği anlaşılıyor.
Tabii, Türkiye’nin ABD’den uzaklaşırken, Rusya ve İran’la artan ölçüde bir yakınlaşma içine girmeye başlamasının da Washington’daki karar vericileri harekete geçirdiğini düşünmek mümkün.
***