COVID-19’daki vaka–hasta tartışmasında tablo netleşiyor
Bu köşede bir süredir COVID-19 testi pozitif çıkan herkesi –belirti göstersin göstermesin- kapsayacak şekilde bütün vaka sayılarının açıklanması ve ayrıca bu paylaşımın geriye dönük olarak da yürütülmesi gerektiğini ısrarla gündemde tutmaya çalıştım.
Bu köşede bir süredir COVID-19 testi pozitif çıkan herkesi –belirti göstersin göstermesin- kapsayacak şekilde bütün vaka sayılarının açıklanması ve ayrıca bu paylaşımın geriye dönük olarak da yürütülmesi gerektiğini ısrarla gündemde tutmaya çalıştım.
Sağlık Bakanlığı’nın uzunca bir zamandır testi pozitif olanlar içinde yalnızca belirti gösteren vakaları ‘hasta’ başlığı altında duyurması, pozitif çıkan semptomsuz diğer kişilerin sayısını saklı tutması azımsanmayacak mahzurlar içeriyordu. Bu politika en başta, salgının büyüklüğünün, bu çerçevede yarattığı tehdidin derecesinin, işin ciddiyetinin toplum tarafından bütün boyutlarıyla algılanmasını önlüyordu. Çünkü, hasta sayısı genellikle toplam vakaların ancak beşte biri gibi daha küçük bir oranını oluşturuyordu.
Sağlık Bakanlığı’nın önce 25 Kasım tarihinde itibaren hastalarla birlikte vakaları da günlük bazda açıklamaya başlaması ve ardından geçen hafta perşembe (10 Aralık) günü daha önce kayda geçmiş olan vakaların toplamını geriye dönük olarak -belli bir tarihe kadar- kamuoyuna ilan etmesiyle birlikte geldiğimiz noktayı yeniden değerlendirmemiz gerekiyor.