Daha önceki hiçbir krize benzemeyen bir kriz
İki ülke arasında geçmişte 1970’li yılların ortasında Kongre’nin uyguladığı silah ambargosu, 1 Mart 2003’te tezkerenin TBMM’de reddi, ardından 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de Türk...
İki ülke arasında geçmişte 1970’li yılların ortasında Kongre’nin uyguladığı silah ambargosu, 1 Mart 2003’te tezkerenin TBMM’de reddi, ardından 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına ABD’li askerler tarafından çuval geçirilmesi gibi ilişkilerin dibe vurduğu pek çok hadise yaşanmıştı. Ancak sonuncu krizi diğerlerinden ayıran farklı bir yönü var.
Geçmişteki krizlerde sorunlar ne kadar ağır olursa olsun, taraflar, insani düzeydeki ilişkileri başvurulan yaptırımların, alınan diplomatik önlemlerin kapsamı dışında tutmuştu. Oysa vize yasağıyla birlikte, insani düzeydeki temaslara da ağır bir darbe indirilmiş oluyor. Bu yasağın sonuçları spordan eğitime, kültürden sağlığa kadar çok geniş bir alana yayılacaktır.
***
Bu adımın olumsuzluğu yalnızca insanlara dönük sonuçlarıyla sınırlı değildir. Bütün dünyanın gözü önünde vatandaşlarına kategorik vize yasağı uygulanan bir ülke olarak gösterilmenin yarattığı bir imaj tahribatı da söz konusudur Türkiye açısından.
Bu yönüyle, ABD’nin Libya, Sudan, Somali, İran, Kuzey Kore gibi sınırlı sayıda ülkeye uyguladığı bir yasağı NATO müttefiki Türkiye’ye uygulaması ittifak ilişkisinin de uçurumdan aşağı yuvarlandığını gösteriyor.
Türkiye ile ABD arasında müttefiklik ilişkisinin -en azından bugün itibarıyla- sadece kâğıt üstünde kaldığını, içinin boşalmış olduğunu söyleyebiliriz. Aynı savunma ittifakında yer alıp, diğerine yapılmış saldırıyı kendisine yapılmış sayıp yardımına gitme taahhüdünde bulunan iki ülkenin bugün ceza olarak birbirlerinin vatandaşlarına vize yasağı koymaları absürd bir durumdur.