İYİ Parti çekim alanı yaratabilir mi?
Ana gövdesi MHP’den gelmekle birlikte, partinin merkez sağ ve merkez soldan isimleri bünyesine katması, ayrıca AK Parti’den kopmuş bazı isimlere de yer vermesi, ilk bakışta Turgut Özal’ın 1982’de dört farklı...
Ana gövdesi MHP’den gelmekle birlikte, partinin merkez sağ ve merkez soldan isimleri bünyesine katması, ayrıca AK Parti’den kopmuş bazı isimlere de yer vermesi, ilk bakışta Turgut Özal’ın 1982’de dört farklı eğilimi buluşturduğu ANAP’ın kuruluş öyküsündeki modeli çağrıştırıyor.
Bu yönüyle İYİ Parti’nin önündeki ilk sınav, bütün bu eğilimleri kendi bünyesinde homojen bir siyasi kimliğe dönüştürüp dönüştüremeyeceği meselesidir. Şöyle ki, İYİ Parti ya MHP dokusunun çok baskın hissedildiği bir yola girebilir ya da bu farklı eğilimleri birbirine eklemleyerek siyasette kendine yeni bir kulvar açabilir. Buradaki seçenekler, siyasette çok farklı sonuçlar yaratmaya aday iki ayrı güzergâha işaret ediyor.
İkinci seçeneğe yöneldiği takdirde, bu partinin farklı eğilimleri temsil eden kesimlere dönük çoklu bir çekim alanı haline gelip gelemeyeceği bir diğer kritik soruyu oluşturuyor.
*
Kabul edelim ki İYİ Parti, MHP’deki parti içi muhalefetin Devlet Bahçeli liderliğine karşı verdiği iktidar mücadelesinin bir uzantısı olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla öncelikle hedef alacağı kitle, bugünkü MHP yönetiminin belli başlıklarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği siyasi destekten hoşnut olmayan kesimleri olacaktır. Kurucular ve yönetim organlarında MHP kökenlilerin ağırlığı belirgindir.
Ancak partinin yalnızca MHP tabanına dayanarak siyasette nazım bir rol oynayabilmesi şansı çok zayıftır. Akşener, ne yapıp edip başka kulvarlardan devşireceği destekle partinin gövdesini büyütmek zorundadır.