Maklube örgüt üyeliğine delil olabilir mi?
BUNDAN önceki dört yazıda rahip Andrew Brunson hakkındaki iddianameyi, konu aldığı misyonerlik faaliyetleri, suçlamaların teolojik boyutu ve istihbaratçılık suçlamaları gibi başlıklar üzerinden tematik bir...
BUNDAN önceki dört yazıda rahip Andrew Brunson hakkındaki iddianameyi, konu aldığı misyonerlik faaliyetleri, suçlamaların teolojik boyutu ve istihbaratçılık suçlamaları gibi başlıklar üzerinden tematik bir çerçevede değerlendirmeye çalıştım.
Bu kez, Brunson’ın terör örgütleriyle bağlantılarını kanıtlamak üzere sunulan bazı delillerin genel bir değerlendirmesini yapmak istiyorum.
Rahip Brunson, iki ayrı örgütle -bunlara üye olmamakla birlikte- ilişkide bulunmak, bu örgütler adına suç işlemekle suçlanıyor. Örgütlerden birincisi FETÖ/PDY, ikincisi ise PKK’dır.
***
Önce FETÖ ile başlayalım. Bu fasılda Brunson’a dönük bir dizi delil söz konusu. FETÖ/PDY bağlantılı olmakla suçlanan polis-öğretmen ağırlıklı beş kişiyle birer kez telefon irtibatı kurmuş olması bu deliller arasında yer alıyor.
Ancak temel suçlamalardan biri, Brunson’ın FETÖ’nün Ege Bölgesi imamı olduğu ileri sürülen yurtdışında firari Bekir Baz ile temas kurup kendisiyle işbirliği yaptığı savıdır. Bunun gibi yine FETÖ yöneticilerinden Murat Safa ve ayrıca FETÖ/PDY yöneticisi olmakla suçlanan Taner Kılıç ile de görüştüğü ileri sürülüyor. Baz ile görüştüğünü gizli tanık ‘Dua’ söylüyor. Safa ile “yakın temasta olduğunu” öne süren ise açık tanık Güven Dilşen’dir.
Dilşen’in ifadesinin dikkat çeken bir yönü, Brunson için “Alsancak’ta farklı kafelerde ve birkaç defa da sahilde kendisini kilise cemaati olmayan ama şekil, görünüm itibarı ile FETÖ’cü olarak nitelenen kimselerin dış görünümlerine benzeyen şahıslarla gezdiği veya oturduğuna şahit olduğunu” söylemesidir. Burada “FETÖ’cü dış görünüme benzeme” gibi bir unsur, örgüt bağlantısı açısından yeterli bir delil olarak değerlendirilebilmiştir.