Türkiye- AB ilişkisinde yeni bir modele doğru
Ziyaretin en çok iz bırakan yönlerinden biri, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, bugünkü koşullarda tam üyelik müzakereleriyle bir yere gidilemeyeceğine ilişkin açıksözlü bir tespitte...
Ziyaretin en çok iz bırakan yönlerinden biri, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, bugünkü koşullarda tam üyelik müzakereleriyle bir yere gidilemeyeceğine ilişkin açıksözlü bir tespitte bulunmasıydı.
Macron’un “AB ile ilişkiler bağlamında son gelişmeler ve tercihler angaje olunan süreçte ilerleme yaşanmasına hiçbir imkân vermiyor. Yeni başlıkların açılmasına dönük doğal bir ilerlemenin mümkün olduğunu düşünmeye dayanan, ki bu doğru değil, ikiyüzlülükten çıkmamız gerektiği açık...” şeklinde sözleri objektif bir durum tespitidir.
Fransa Cumhurbaşkanı’na göre, müzakere sürecinin durmasının ana nedeni Türkiye ile AB arasındaki temel hak ve özgürlükler konusundaki görüş ayrılıklarıdır. Bu çerçevede Macron’un “Türkiye’deki gelişmeler yeni başlıkların açılmasını ya da açılmış başlıkların kapanmasını sağlayacak doğrultuda ilerlemedi...” şeklindeki sözlerini hatırlatabiliriz.
Macron’un açıklamaları, gelinen noktada AB’nin taşıdığı sorumluluğa dönük bir özeleştiri de içeriyor. Fransız lider, AB’nin tutumunu da eleştirerek, “AB’nin Türkiye’ye karşı her zaman iyi davranmadığını düşünüyorum. Çünkü mümkün olmayan bazı şeyleri mümkünmüş gibi gösterdi, (Türkiye’deki) Avrupa yanlısı samimi insanları yordu...” diye konuşuyor.
*
Peki, tam üyelik müzakere süreci durdu ve bir yere gitmiyor... Yerine ne konacak? Macron, bu noktada yeni bir format ihtiyacını dillendiriyor: “Önümüzdeki aylarda günümüzün gerçeklerini dikkate alan, yeniden düşünülmüş, daha çağdaş bir bağlamda yeniden formüle edilmiş bir işbirliği, talepkâr bir diyalog çalışmasının önerilmesi gerektiğini düşünüyorum.”