Yoksa Brüksel’e giden yollar artık Washington’dan mı geçiyor?

AB Zirvesi’nin özellikle Merkel’in ağırlığını koymasıyla Türkiye’ye yaptırımlar konusunda nihai kararını mart ayına bırakmasının bir nedeni muhtemelen Biden yönetiminin nasıl hareket edeceğini görerek zaman kazanma çabasıydı.

Bugünlerde Türkiye’nin dış ilişkilerinde hangi konuların, hangi kavramların öncelik kazandığını anlamak için yapacağımız bir araştırma, bizi Türk dış politikası bağlamında en çok kullanılan terimin “yaptırım” sözcüğü olduğu sonucuna götürecektir muhtemelen.

Nasıl götürmesin ki... Geçen hafta AB Zirvesi’nde Türkiye’ye uygulanacak yaptırımların derecesi konusunda Avrupalılar arasındaki çekişmeyi ve ardından mevcut yaptırımların mart ayına kadar sürdürülmesi şeklinde aldıkları kararı izlemekle meşguldük.

Geride bırakmakta olduğumuz haftayı ise ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle Türkiye’ye uygulanmasına karar verdiği yaptırımlara tepki göstererek geçirdik.

Sonuçta yüzümüzü Türkiye’nin Batı ile ilişkilerine çevirdiğimizde, ister Avrupa cephesine bakalım ister ABD cephesine, farklı gerekçelerle getirilmiş ve farklı alanlarda düzenlenmiş bir yaptırım silsilesi ile karşılaşıyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Suriye’ye kara harekâtı tartışması ve Rusya faktörü 21 Kasım 2024 | 1.112 Okunma Süreçteki aktörlerin gözünden Suriye ile normalleşme arayışlarındaki kilitlenmeye bakış 20 Kasım 2024 | 455 Okunma Trump’ın Suriye’ye bakışını anlama kılavuzu (4) Trump’ın ilk dönemdeki Suriye politikası çelişkilerle doluydu 16 Kasım 2024 | 199 Okunma Trump’ın Suriye’ye bakışını anlama kılavuzu (3) ‘Barış Pınarı Harekâtı’nın başlayacağı işareti Trump’tan gelmişti 15 Kasım 2024 | 416 Okunma Trump’ın Suriye’ye bakışını anlama kılavuzu (2) 14 Kasım 2024 | 347 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar