Bâbıalî’nin son kalem efendilerinden, Mehmet Nuri Yardım

Sonbaharın bereketli, hüzün dokunmuş günlerinin son demlerinde, usul usul yağan yağmur kadim çınarları, asırlık parke taşları, eski bahçenin ortasında şiir gibi akan şadırvanı yılları...

Sonbaharın bereketli, hüzün dokunmuş günlerinin son demlerinde, usul usul yağan yağmur kadim çınarları, asırlık parke taşları, eski bahçenin ortasında şiir gibi akan şadırvanı yılları yâd eder gibi yıkıyor, arındırıyor sanki. İşte o güzel vakitlerin birinde sararmış yapraklar arasından geçip, bir gün Kubbealtı’nda ziyaretine gitmiştim Mehmet Nuri Yardım Hoca’yı. Kaç yıl geçti aradan bilmiyorum. Koltuğumun altında takdim edeceğim son kitaplarım vardı. Ilık yağmurlar kadim bahçenin asırlık çınarlarından ve heybetli endamından derin bir uğultuyla akarken, hücrelerden sızıp gelen bir ney taksimi eşliğinde kubbeleri dahi sarsan rüzgârlar esiyordu…

Kubbealtı Akademisi’nin mirasını arkadan gelene devretmiş; “Ne oluyor size ki iman ettikten sonra da Allah yolunda harcamıyorsunuz? Hâlbuki göklerin ve yerin bütün mirası Allah’ındır”  ayetini mihmandar eylemiş, önden giden,  Rahman’a kavuşmuş;  Sâmiha Ayverdi, Safiye Erol, Ali Fuat Başgil, Nihat Sâmi Banarlı, Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, Ergun Göze gibi aziz sanatlarlara,  Kubbealtı’ndan gelmiş geçmiş kadim büyüklerimize bir an rastlayacak gibi heyecan içinde olduğumu ve hüzzam bir şarkının ruhuma aktığını neden sonra anladım.  

Her zaman nezaketli, her zaman hakikatli Mehmet Nuri Bey çay ve simit ikram etmişti de bu günümüzü, gençliğimizi, çocuklarımızı mı konuşmuştuk. Yağmurla beraber, hücrelerden akıp gelen ney taksiminin hangi durağında içimde bir göç başlamıştı ve öylece maziyi arar olmuştuk… Kimler gelip geçmişti buralardan asırlar önce, kimler konup göçmüştü.  

Mehmet Nuri Hoca’yı sonraları hep gördüm. Bazen Kızlarağası Medresesi’nin yaşlı gölgeliğinde Yazarlar Birliğinin ahşap masalarında dostlarıyla oturmuş sohbet ederken, bazen Timaş Kafe’de Eskader’in programlarını tertip ederken. Bazen de ziyaret ettiğim Mihrabat Yayınları’nın kalabalık ama o denli de sıcak ikliminde kitapların içinde yeni yayınları hazırlarken...

En son Milli Türk Talebe Birliği’nde, kalabalık bir öğrenci topluluğu içinde umutla konuşmasına şahit oldum Mehmet Nuri Hoca’nın. Etrafına toplanmış yazar adayı öğrencilerine konuşurken onları sanki büyük sanatkârlar gibi ağırlamış, hepsinin kurs bitirme belgelerini büyük bir özenle hazırlamış ve güzide bir topluluk önünde takdim ederken, teker teker hepsini adeta ihya ediyor, yazmaya istidatları oldukları noktasında inandırıyor ve öyle umutla, öyle aşkla konuşuyordu

Mehmet Nuri Yardım Hoca’yı gerçekten gençlere, etrafında yazmaya hevesli herkese gösterdiği büyük yardımlardan dolayı takdir etmemek mümkün değil. İsmiyle müsemma her anlamda yazıyla uğraşan herkesin yardımına koşan hoca eskilerden kalma tevazu, ağırbaşlılık, olgun yaklaşımlarla öğrencilerini karışılıyor. Kitapları çıkacak olanlara yardım ediyor yol gösteriyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Vatan ey vatan 15 Temmuz 2018 | 231 Okunma Diren usta 23 Haziran 2018 | 394 Okunma Bayram paylaşmaktır sevinci ve hüznü 15 Haziran 2018 | 137 Okunma Ertuğrul Gazi ile büyük buluşma 28 Mayıs 2018 | 170 Okunma Ramazan derin ve onulmaz yaralarımız için gelir 19 Mayıs 2018 | 144 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar