Saygı ve itaat
Saygı çift yönlüdür, eşit bir dünyanın eşit bir ilişkinin ürünüdür. Dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusudur saygı. Her ne kadar büyüklere saygı...
Saygı çift yönlüdür, eşit bir dünyanın eşit bir ilişkinin ürünüdür. Dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusudur saygı. Her ne kadar büyüklere saygı küçüklere sevgi olarak ifade edilse de çift taraflı olduğunda adı saygıdır aksi ise itaattir. İtaat tek taraflı ve korku kökenlidir. Söz dinleme, otoritenin isteklerine boyun eğmek olarak tanımlanır.
İtaatkar insanlar ne kendilerine ne başkalarına saygıları olmadığından yıkıcı tavırlara sahiptirler. Saman altından su yürüten deyiminin ete kemiğe bürünmüş halidirler. Görünüşte sakin, etliye sütlüye karışmıyor gibidirler ama alttan alta en çetrefilli entrikalara imza atarlar.
İstanbullu Gelin’de Esma Hanım itaate taliptir saygıya değil! Herkes ondan korksun, çekinsin, isteklerine karşı gelinmesin ister. Mutfak çalışanlarına tavrıyla evlat ve gelinlerine tavrı arasında fark yoktur. İstenmeyen gelin Süreyya’yı saygısız, İpek’i ise saygılı bulur. Gerçekte ise İpek itaatkar ama saygısızdır. Süreyya ise saygının da sevginin de çift taraflı olduğuna inanan asi ama saygılı bir karakter. Sınırları ihlal edilmesin, aynı evde yaşanacaksa dahi kişilik haklarına, özel hayatına müdahale edilmesin ister. İpek ise menfaat uğruna her türlü ihlali sineye çekmeye baştan hazırdır. Çünkü onun o eve geliş sebebi aşk değil, sevgi değil, planlarını devreye sokarak hedefe ulaşmak. Karşılıksız kalan Faruk aşkını Fikret evliliği ile ikame etti. Ama her şeye rağmen hedefine ulaşacağına inanıyor, aşkına kavuşacağının hesabını yapıyor. Süreyya Faruk evliliği çatırdasın beklentisiyle Begüm Faruk fotoğraflarını Süreyya’ya sunuyor. Kendisi gördüklerinden o kadar etkilendi gözyaşı döktüyse Süreyya yıkılır, üzüntüyle bebeğini düşürür, yaşanan bu çatlak zamanla büyür, evlilik yıkılır diye umut ediyor.
İstenmeyen gelin teması üzerine inşa edilen İstanbullu Gelin, gelinin istenmemesi senaryo içinde denizde bir damla olarak kalmasına rağmen; İstanbullu Gelin benim hikayem haberleri çarpıyor gözüme. Bursa’ya gelin gitmek, şarkıcı kökenli olmak yetiyor bu sahipleniş için. Küçük detay değişiklikleri ile kendi hayat hikayesinin anlatıldığı konusunda ısrarlı olmalarının sebebi, dizinin en merhametli, en masum, ayakları yere sağlam basan, adaletli karakterinin Süreyya olması. Küçük detay değişiklikler denilen noktalar ise ne küçük ne de detay! Faruk’la evlenemediği için Fikret’le evlenen ama Faruk'suz nefes alamam diyen bir İpek karakteri var. Boranların babasının geçmişten gelen gayrimeşru bir oğlu var, Adem; üvey baba şiddetiyle büyümüş, vücudunda ve ruhunda açılan onulmaz yaraları Esma ve kardeşlerinden intikam alarak kapatmaya çalışan. Faruk’un eski sevgilisi ve varlığından henüz haberdar olduğu on yaşındaki oğlu Emir var. Kontrolü elinde tutmak için Esma’nın söylediği yalanlar var. Ufak detaylar değişiklikler denilen şeyler aslında hikayenin lokomotifi, dönüm noktası, çatışmasını oluşturan detaylar; küçük değil, oldukça büyük detaylar, değişiklikler.
Jürili realiti şovlarda da itaatkar yarışmacı tipi tercih edilir. Rakiplerine saygısız, jüri karşısında süt dökmüş kedi misali itaat eden tiplerin en akılda kalanları İşte Benim Stilim’den Ayşegül ve Özlem’di. Ayşegül arkadaşlarına karşı Kartal misali pençelerini geçirirdi, Özlem daha sakin güç olarak eziliyormuş havasında hepsini ezer geçerdi. Her iki yarışmacı da jüriye karşı ağızlarını açmazdı, açmaya yeltendiklerinde haklı konumda olduklarında dahi azarlanır hadleri bildirilirdi. Jüriye boyun eğdikleri, haklısınız siz nasıl uygun görürseniz moduna geçtikleri anda köprünün öte yakasındaki tavır ve davranışlarında özerklik kazandılar. Yarışmacının yarışmacıyı ezmesi, RTÜK radarına yakalanmadan hakaret etmesi aşağılaması serbest çünkü.