Aklın ve yüreğin birlikteliği
Yeni bir gelecek kurmak aklın ve yüreğin birlikteliğini gerektirir. Yüreğin takati yoksa, aklın gösterdiği hedefe ulaşılamaz. İnsanı yüreklendiren, başarıya olan güvendir. İzlenecek yol ne kadar engebeli ve...
Yeni bir gelecek kurmak aklın ve yüreğin birlikteliğini gerektirir. Yüreğin takati yoksa, aklın gösterdiği hedefe ulaşılamaz. İnsanı yüreklendiren, başarıya olan güvendir. İzlenecek yol ne kadar engebeli ve çetrefilse, “özgüven”e olan ihtiyaç da o kadar artar.
ÖZGÜVENSİZLİK ZEHRİ
Ortaçağ, geniş yığınların özgüvenden yoksun kılınmaları üstüne kuruludur. “Göksel dağıtım”da feodal beyler özgüvenle donatılırken, köylü yığınlarının payına “özgüven sahiplerine güvenmek” kalmıştır. Günümüzde de ABD’nin “dünya efendiliği”nin en önemli ideolojik dayanaklarından biri, ezilen milletlere şırıngalanmaya devam eden “özgüvensizlik zehri”dir. 21. yüzyılda Avrasya’nın her alanda yükselerek emperyalizme karşı bir seçenek oluşturmaya başlamış olması, kuşkusuz bu zehrin etkisini azaltmıştır. Ama “kolektif özgüven inşası”, Ezilen-Gelişen Dünya’nın ve ülkemizin yakıcı ihtiyaçları arasında yer almayı sürdürmektedir.