Eskiye katlanmak mı, yeniyi yaratmak mı?
“Amerikan rüyası” bitmiştir. Dünya üstünde bu rüyanın peşinden sürüklenen hiç kimse kalmamıştır. Emperyalist söylem, artık insanlığın geleceğine ilişkin herhangi bir...
“Amerikan rüyası” bitmiştir. Dünya üstünde bu rüyanın peşinden sürüklenen hiç kimse kalmamıştır. Emperyalist söylem, artık insanlığın geleceğine ilişkin herhangi bir vaat içermemektedir. “Yeni ve mutlu bir hayat”, Gelişen Dünya’nın belgisi haline gelmiştir. Emperyalist söylem, artık “Gelişen Dünya’nın kötülenmesi”ne odaklıdır. Çünkü Gelişen Dünya’nın insanlığın gelecek düşlerinin çekim merkezi haline gelmesi, “Amerikan rüyası”nın yerini “Amerika’nın kâbusu”na bırakmasına yol açacaktır.
HAYATA YÜKLENEN ANLAMIN ÖNEMİ
Yaşama anlamını veren, geleceğe bakış açısıdır. Geleceği kendi ellerine alıp kurma iradesi, yaşamı bir mutluluk kaynağına dönüştürür. Geleceği inşa ederken zorlukların üstesinden gelmek, insanı yormaz. Tam tersine, yepyeni toplumsal enerji kaynaklarının açığa çıkmasına yol açar. Öte yandan, mevcut toplumsal çerçeveye teslim olmak, yaşamı bir enerji kaynağı olmaktan çıkararak, “katlanılması gereken bir sürece” indirger. “Yeni”yi yaratmak gündemden düşer, yerini “eskiyi sürdürmenin maliyetini en aza indirgeme”ye bırakır.
STRATEJİYİ TAKTİK KAYGILARA BOĞARAK ÖLDÜRMEK
Trump’ın herkese yeni faturalar çıkarıp, yaptırımlar uygulama kurgusu, bu gerçeklikten kaynaklanmaktadır. ABD hakimiyetinin çöküşünü frenlemenin yolu, başkalarının hayatını zorlaştırmak olarak belirlenmiştir. Amerika, yeni bir dünya kurma hedefini güdenleri maliyet kıskacına alarak, emperyalist sisteme seçenek oluşturan bir çekim merkezinin inşasını engellemeye çabalamaktadır....