Milli bayramlarımız ve Serhat Özyar
Ulusal egemenlik, bir “devrim programı”dır. 23 Nisan 1920’de kurulan Büyük Millet Meclisi, Türk Devrimi’nin bu programı gerçekleştirmek için kurduğu öncü örgüttür. Milli hakimiyet, yalnızca...
Ulusal egemenlik, bir “devrim programı”dır. 23 Nisan 1920’de kurulan Büyük Millet Meclisi, Türk Devrimi’nin bu programı gerçekleştirmek için kurduğu öncü örgüttür. Milli hakimiyet, yalnızca devrimin hedefi değil, aynı zamanda devrimi başarıya ulaştırmanın örgütsel aracıdır. Tek başına program, dünyayı değiştirmeye yetmez. Değişimi gerçekleştirecek toplumsal gücün yaratılması gerekir. Milli devlet, gerçekten milletin örgütlenmiş haline dönüştürüldüğü ölçüde bu işlevi yerine getirir. Ülkemiz bugün de ancak milletin bütününün seferber edilmesiyle üstesinden gelinebilecek sorunlarla karşı karşıyadır. Yeniden 23 Nisan’a şiddetle ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, günümüze ışık tutması dileğiyle, Ulusal Egemenlik Bayramımız kutlu olsun.
MİLLİ BAYRAMLARIMIZA YANSIYAN DEVRİM TARİHÇESİ
Bizim milli bayramlarımız, aynı zamanda Atatürk Devrimi’nin tarihçesini yansıtır. 19 Mayıs, kurtuluş ve devrim iradesinin simgesidir. 23 Nisan, milli devletimizin miladıdır. 30 Ağustos, milli devlet ve ordumuzun kurtuluşu zaferle taçlandırmasıdır. 29 Ekim, Cumhuriyet Devrimimizin mührüdür.
Her devrim süreci, iniş ve çıkışlarla ilerler. “Ölürsem görmeden millette ümit ettiğim feyzi - Yazılsın sengi kabrime vatan mahzun, ben mahzun” diyen Namık Kemal, mahzun ölmüş ve bu dizeleri mezar taşındaki yerini almıştır. Gençliğe yönelik ümitlerini oğlu Halûk’ta simgeleştiren Tevfik Fikret, uğradığı hayal kırıklıklarına karşın, aramızdan “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şair” olarak ayrılmıştır. Fikret’in çocuk şiirlerini hayatının son dönemlerinde yazmış olma...