Niye ‘iki’?
Aydınlık’ta çıkan ve Hüseyin Karanlık’ın kaleme aldığı “Solda Elli Yılın İki Çizgi Mücadeleleri” yazı dizisi önemli bir tartışma başlattı. Türkiye’de her...
Aydınlık’ta çıkan ve Hüseyin Karanlık’ın kaleme aldığı “Solda Elli Yılın İki Çizgi Mücadeleleri” yazı dizisi önemli bir tartışma başlattı. Türkiye’de her dönemde kendini Sol içinde gören çok sayıda siyasal çizgi olmuştur. Toplumun bütünü açısından da, farklı sınıfsal temeller üstünde yükselen ve birbiriyle çatışan yine çok sayıda siyasal çizgi ve parti söz konusudur. O zaman niye üç, beş ya da daha çok değil de, iki çizgi mücadelelerinden söz ediyoruz?
ÜÇ TARAFI OLAN SAVAŞ YOKTUR
Savaş, siyasal mücadelenin silahla yürütülen en yoğun biçimidir. Bugüne kadar yaşanan bütün savaşlarda hep iki taraf olmuştur. Aynı cephede birden çok ülke birlikte yer alabildiği gibi, savaş sırasında saf değiştiren güçler de söz konusu olabilir. Savaşın hem öncesi, hem de sonrasında birbiriyle çatışan güçlerin savaş sırasında aynı cephede yer aldıkları da görülmüştür.
Ama tarihte eşzamanlı olarak üç ya da daha çok tarafı olan bir savaş henüz yaşanmamıştır. Bu açıdan en ilginç ve öğretici örneklerden biri, Sovyetler Birliği, İngiltere, ABD ve Fransa’nın aynı safta yer aldıkları 2. Dünya Savaşı’dır. İngiltere ve ABD’nin Nazi Almanyası, Japonya ve İtalya’ya karşı kendi emperyalist çıkarlarını korumak için savaştıklarına kuşku yoktur.
Ancak 1. Dünya Savaşı’nın Bahriye Nazırı Winston Churchill’le 2. Dünya Savaşı’nın Nazi Almanyası’na karşı savaşan Başbakan Winston Churchill’i, hem aynıdır, hem de başkadır. Ama tarih açısından önemli olan, iki Churchill’in aynılığı değil, başkalığı olmuştur. 2. Dünya Savaşı sırasında da, “Birinci Churchill”i “İkinci Churchill”in karşısına çıkaranlar olmuştur. Ama savaşın iki taraf arasında cereyan ettiğinin çok iyi farkında olan Stalin de, Sovyetler Birliği de bunların arasında yer almamıştır.
‘İKİ’NİN FELSEFİ HİKMETİ