Bir katil yaratmak!
Bu topraklarda ölüm maalesef çoğu kez birer sayıdan ibaret. Sayılardan ibaret olduğu içinde rakamları yuvarlamayı seçiyoruz. Düşünsenize Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, Kanal’dan...
Bu topraklarda ölüm maalesef çoğu kez birer sayıdan ibaret. Sayılardan ibaret olduğu içinde rakamları yuvarlamayı seçiyoruz. Düşünsenize Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, Kanal’dan Galiçya’ya şehitlerimizin gerçek sayısını bilmeyiz, yakın zamanda kaç kişiyi teröre kurban verdiğimizi ya da 99 depreminde kaç kaybımızın olduğunu bilmediğimiz gibi. Kurbanlar evimizin içinde olmadıkça çok da düşünmeyiz, yeter ki ölüm bizden uzak olsun. Baksanıza TV köşelerinde kelli felli hocalarımız “yok o kadar değil bu kadar” diye sayı çarpıştırıyor, varsın devletimiz sağ olsun. Ceren Damar bir öğrenci tarafından hunharca katledilirken hepimiz bir şekilde bu suçun paydaşları olarak yanı başında duruyorduk ama hiçbirimizin suçun bize düşen kısmı ile yüzleşme cesareti yok. Çünkü bu ne ilk cinayet ne de son!. . Deve misali her yanımız eğri olduğu ve ortalama bir ahlaki çizgi oluşturamadığımız için de her gün bir yerlerde şiddete kurban giden onlarcası gibi Damar’ı da birkaç gün sonra hatırlamayacağız. Türkiye’nin karanlık yüzü sanırım Müge Anlı’nın programlarında kendisini gösteriyor.