Menemen soğansız olmaz siyaset bucaksız!..
Siyaset yazmak bu ülkede gerçekten çok sıkıcı çünkü bir kere ne yaparsanız yapın bazı şeyler hiç değişmiyor ve iklim sizin özgürce konuşmanıza da mâni oluyor. Hakikat, gerçekte...
Siyaset yazmak bu ülkede gerçekten çok sıkıcı çünkü bir kere ne yaparsanız yapın bazı şeyler hiç değişmiyor ve iklim sizin özgürce konuşmanıza da mâni oluyor. Hakikat, gerçekte kimsenin umurunda değil. Hiçbirimiz de (olan biteni anlamaya çalışan ve bunlarla dertlenenler) ne Musa ne de Hızır olduğumuz için olan bitenlerin hikmetine yeterince varamıyoruz.
Musa Peygamber gibi zahiri hukuk nazarı ile de baksak, Hızır (A.S) gibi mana nazarı ile de baksak sonuç değişmiyor. Tabii ki biz de kendi cüz’i bilgi ve birikimimizle bakıyoruz, yoksa biz ne Musa’yız ne de Hızır!..
Halimiz belli ama her ne hikmetse bize ayar verenler sanki her iki makama da ermişler. Yıllar önce açılım süreçlerinde, açılım süreçlerinden birinin başında olan eski bir dostumuzla yapılabileceklerle ilgili fikir alışverişinde bulunurken dostumuz “söylediklerin ilkesel olarak çok güzel ve kulağa hoş geliyor ama senin bilmediğin çok önemli şeyler var!” demişti. Ben de kendisine gülerek “Devletlü olunca sanırım büyük bir aydınlanma yaşadınız, keşke bizi de bilgilendirseniz de biz de sizin gibi aydınlanıversek!” demiştim.
Köşe yazarları olarak, bazen yazdığımız makalelerde sevgili liderlerimizi...