Seçim sen nelere kadirsin!
2002’den beri Türkiye ilk kez gerçek manada bir seçim havası yaşıyor. Nasıl yani demeyin, yıllardır AK Parti hemen tüm seçimlerin açık ara favorisiydi ve bu özgüvenle -referandumlar hariç-...
2002’den beri Türkiye ilk kez gerçek manada bir seçim havası yaşıyor. Nasıl yani demeyin, yıllardır AK Parti hemen tüm seçimlerin açık ara favorisiydi ve bu özgüvenle -referandumlar hariç- popülizme çok fazla teslim olmamıştı. Referandumlarda oyunuzun fazla olması değil yüzde 50’yi geçmesi esas olduğu için ister istemez daha geniş bir tabana hitap etmeniz gerekiyor. Anayasa değişikliği ile AK Parti bilerek-bilmeyerek hem kendisini hem de muhaliflerini koalisyonlara mahkûm ettiği için bundan böyle ülkemizdeki her seçim bir referandum havasında olacak çünkü ne denli güçlü olursanız olun yüzde 50’yi geçemezseniz hükümeti kurma şansınız yok. Güçlü ve etkili bir ittifak sizin tüm gücünüzü sıfırlayabilir. *** Bu yeni süreç AK Parti ve Erdoğan’ı yıllardır takip ettikleri ana çizgiyi terk ederek popülizme kaymak zorunda bıraktı. Ekonomik göstergelerin çok iyi olduğu dönemlerde dahi kamu çalışanları ve emeklilere hiçbir zaman büyümeye endeksli zam yapmayan ve en fazla yıllık enflasyon kadar zam yapan AK Parti ilk kez bu çizgisini ciddi anlamda bozdu. Emeklilere çifte ikramiye ve yıllardır talep edilmesine rağmen ek göstergelerin 3600’e çıkarılması tam da ekonomik göstergelerin ciddi şekilde sos verdiği bir döneme denk geldi. Daha çarpıcısı ise akaryakıt üzerindeki vergilerin düşürülmesi. Halbuki çok uzun bir süredir enerji fiyatlarındaki artışın ekonomiye verdiği zarar konusunda hükümet uyarılıyor ve bu artışların durdurulabilmesinin ekonomideki kırılganlığı azaltacağı konusunda uyarılar yapılıyordu.