Tunceli’ye Dersim, Güroymak’a Norşin dem

Tarihin genellikle kazananlar tarafından yazıldığını kabul ederiz, elhak doğrudur da. Ancak, tarihi kaleme alanlar bize arada bazı açık kapılarda bırakırlar, kimi zaman isteyerek kimi zamanda farkında olmadan. Ve...

Tarihin genellikle kazananlar tarafından yazıldığını kabul ederiz, elhak doğrudur da. Ancak, tarihi kaleme alanlar bize arada bazı açık kapılarda bırakırlar, kimi zaman isteyerek kimi zamanda farkında olmadan. Ve çoğu kez kıyıda köşede unutulmuş bir belge, bir şahitlik tüm doğru bilinenleri altüst edebilir.   Tarihi bu şekilde okuduğunuzda gerçekten büyük bir zevk alırsınız ama bizde tarih genelde bir iman alanı gibi okunur. İman alanı derken tutumu kastediyorum. Muhafazakar-Milliyetçi çevreler ile Kemalist-Sol-Marksist çevrelerin tarih algısı arasında çok büyük bir fark yok. Sadece kutsal olanlar farklılaşır yoksa tutum aynıdır. Ve yine çoğu kez amaç hakikati görmek, olanı biteni kavramak değil bilakis kutsalın tahkimidir. İşin garibi bu kutsalın tahkimi meselesi olaylardan uzaklaştıkça daha da mühim bir hal alabilir ve siz çoğu kez gizlenen asıl gerçeği gözünüzün önünde de olsa göremezsiniz.   O denlidir ki öğretilmiş milliyetçiliğin argümanları, en aklı başında bildiğimiz siyasileri, akademisyenleri bile etkileyebilir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Geleceğe bakmak: Yapay zeka ve mavi yakalılık 20 Kasım 2024 | 182 Okunma Misvak mı sünnet diş temizliği mi? Statüko mu huzur mu? 13 Kasım 2024 | 207 Okunma Akademik değil mesleki eğitime ihtiyacımız var 06 Kasım 2024 | 128 Okunma Cumhuriyet’in içini doldurmak! 30 Ekim 2024 | 72 Okunma Para için insanlık öldürülebilir mi? 23 Ekim 2024 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar