“Atatürk” ve “RTÜK”
Akit TV’nin 10 Kasım’daki yayınına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Mesele malûm; gezicilerin “Zulüm 1453’te başladı” pankartına, Akit TV, “Zulüm 1938’de sona...
Akit TV’nin 10 Kasım’daki yayınına ilişkin tartışmalar devam ediyor.
Mesele malûm; gezicilerin “Zulüm 1453’te başladı” pankartına, Akit TV, “Zulüm 1938’de sona erdi” diyerek karşılık verdi.
Bu “tavır” birtakım çevreleri ziyadesiyle kızdırdı.
Beğenenler beğenmeyenler, vakitli bulanlar bulmayanlar oldu.
Burada benim için iki “ana mesele” var:
1-RTÜK kanunda yer bulan ve Akit TV’ye ceza getiren “Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı yayın yapılamaz” zihniyeti sağlıklı bir zihniyet midir?
2-Bir çağı açıp bir çağı kapatan Fatih Sultan Mehmet’e ve diğer büyük tarihi şahsiyetlerimize alabildiğine hakaretin serbest olduğu bu memlekette, Atatürk hâlâ bir “tabu” mudur?
Bu soruları Atatürk’e hiçbir zaman hakaret etmemiş hatta Atatürk’ün mezarını defalarca ziyaret etmiş bir yazar olarak gündeme getirmek isterim.
Birincisinden başlayalım:
RTÜK, Akit TV’ye 8’nci maddeye aykırı hareketten ceza kesmiş.
O maddede, yayınların “Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olamayacağı”hükme bağlanıyor.
Bir memleket düşünün...
O memleketteki bütün “özel” televizyonlar ve radyolar bir şahsın ortaya koyduğu varsayılan ilkelere ve inkılaplara “aykırı” yayın yaptıkları takdirde, “kapatılma” tehdidiyle karşı karşıya kalıyorlar!