Hadi gidin, paranızı alın!..
Heeyy, müjdeler olsun; Tam 1 milyon kişiye “prim iadesi” varmış!.. Gidin paranızı alın haydi, “sigortacılardan” ne kurtarırsan kâr!.. ¥ Mesele ne? Şu: Geçtiğimiz dönemlerde...
Heeyy, müjdeler olsun;
Tam 1 milyon kişiye “prim iadesi” varmış!..
Gidin paranızı alın haydi, “sigortacılardan” ne kurtarırsan kâr!..
¥
Mesele ne?
Şu:
Geçtiğimiz dönemlerde trafik sigortası yaptıranların kahir ekseriyeti“fazla”dan para ödemiş, yanlışlık işte, yanlışlıklar da bizi keser hep, nalıncı keseri gibi hep kendilerine yontarlar ve bizler habire yontulanlar!..
Kaç para şey etmiş biliyor musunuz “sigortacılık” sistemi?
Sadece bu “trafik!” mevzuundan yüzlerce trilyon işte.
Bu paraları nasıl alırız?
Hadi diyelim ki aldık, faiziyle mi alırız?
Faiz haram, işin bu tarafına bakanlar için “kâr payı” modeli mi işler ya da katılım bankacılığı mı ne?
Buralara kafa takmaya gerek yok; zira bırakın “faiz”i, “kâr payı”nı, “ana para”yı bile kurtarmanız bir dolu maceraya bağlı.
Alacaklı şahıs ve şirketlerin internet üzerinden ilanından başlayan uzun ince bir yol, boş veeeer!..
¥
Ne haber, işler nasıl?
Çok çalışıyorsunuz değil mi?
Biz de çok çalışıyoruz ve dahi eve ekmek götürebilmek için her türlü kanserojen maddeyle akraba olmak durumunda olanlarımız da var.
Bizim Ankara’nın Siteler mevkiindeki “cila, lake, make” işçileri sürekli olarak uçucu ve baş uçurucu maddelerle yaşıyor, birçok sektörde böyle, röntgenciler de hababam de babam radyasyon, geçen gün bir haber okudum içim yandı; binlerce teknisyen kanser hastası!..
Bir de Kayseri’ye gittim…